AĞAÇLARIN KULLANIM ALANLARI | HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ. http://www.hazarahsap.com.tr Sun, 04 Jul 2021 19:18:46 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=5.7.9 YAZLIK GARAJ KAPI AHŞAP ÇAM http://www.hazarahsap.com.tr/8151-2/ http://www.hazarahsap.com.tr/8151-2/#respond Sun, 04 Jul 2021 19:17:22 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=8151
The post YAZLIK GARAJ KAPI AHŞAP ÇAM first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/8151-2/feed/ 0
GİYOTİN DOĞRAMA VE LAMBRİ UYGULAMALARI DAİRESEL PİVOT DOĞRAMA http://www.hazarahsap.com.tr/giyotin-dograma-ve-lambri-uygulamalari/ http://www.hazarahsap.com.tr/giyotin-dograma-ve-lambri-uygulamalari/#respond Fri, 30 Mar 2018 09:22:30 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=7879 GİYOTİN DOĞRAMA VE LAMBRİ UYGULAMALARI Pivot Pencere Sistemleri GİYOTİN DOĞRAMA VE DIŞ CEPHE ÇALIŞMALARI ENGİN VE İSMAİL USTA TARAFINDAN UYGULANMAKTADIR. Masif Ahşap Pencere Aşhap, eski çağlardan günümüze kadar kullanılan bir yapı malzemesidir. Ağırlık taşıma kapasitesi, depreme karşı dayanıklı olması, sağlık açısından herhangi bir zararı olmaması, ahşap kullanımının avantajlarından sadece birkaç tanesidir. Üstün ısı ve nem ...

The post GİYOTİN DOĞRAMA VE LAMBRİ UYGULAMALARI DAİRESEL PİVOT DOĞRAMA first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
GİYOTİN DOĞRAMA VE LAMBRİ UYGULAMALARI

“Ahşap toksik kimyasallarla değil, su, güneş, toprak ve havayla üretilir… “ Ahşap kendiliğinden çoğalan tek yapı malzemesidir. Ahşap kullanılırsa Dünya’da miktarı sınırlı hammaddeler tüketilmemiş olur. Ahşap güneş enerjisi ile çoğalır. Ağaç büyürken, sera gazlarından karbondioksiti kendi bünyesine katarak, bu gazın atmosferdeki miktarını azaltır. Ağaçlar 1 ton tomruk üretimi için fotosentez yoluyla yaklaşık 1,9 ton karbondioksit emip, oksijen üretir ve 500 kg karbon stoklarlar. Her yıl 1 hektar orman havada asılı duran 50 ton tozu ortadan kaldırmaktadır. Orman zeminleri özellikle yamaçlarda ağaç kökleri tarafından erozyona karşı tutulmaktadır.

Pivot Pencere Sistemleri

Deniz manzaranız bölünmesin istiyorsunuz, güzel dağ manzaranız ile aranıza hiçbir şey girmesin. Aynı zamanda pencereniz açılabilsin, hemde çok ama çok kolay bir şekilde siline bilsin. Birde üstüne limitli açılım özelliği ile rüzgarlı ve yağmurlu havada bile açık kalabilsin.

GİYOTİN DOĞRAMA VE DIŞ CEPHE ÇALIŞMALARI ENGİN VE İSMAİL USTA TARAFINDAN UYGULANMAKTADIR.

Masif Ahşap Pencere

Aşhap, eski çağlardan günümüze kadar kullanılan bir yapı malzemesidir. Ağırlık taşıma kapasitesi, depreme karşı dayanıklı olması, sağlık açısından herhangi bir zararı olmaması, ahşap kullanımının avantajlarından sadece birkaç tanesidir.

Üstün ısı ve nem yalıtımı özellikleri ile ahşap pencere ve ahşap kapılar, yaşanılan ortamın daha da sağlıklı bir yer olmasını sağlar. Günümüz teknolojisi ile üretilen ahşap pencere ve kapılarda herhangi sağlık açısından kullanıma daha elverişli hale gelmiştir.Ahşap kaynağı yenilenebilen tek yapı malzemesidir. Ahşap, üretimi ve işlenmesi için en az enerji gerektiren yapı malzemesidir.

Örneğin ahşabın gerilme kuvveti 0.6 N/cm3 ve özgül ağırlığı 100 N/mm2, çeliğin gerilme kuvveti ise 7.89 N/cm3 ve özgül ağırlığı 500 N/mm2’dir. Gerilme kuvveti özgül ağırlığa bölündüğünde bize malzemenin kırılma uzunluğunu ve kalitesini verir. Ahşabın gerilme kuvvetinin özgül ağırlığına oranı 166 N.cm3/g.mm2 iken çelikte aynı oran 63 N.cm3/g.mm2 gibi çok daha düşük bir değerdedir. Bu durum kendi ağırlığı ile asılması sonucunda malzemenin kırılma uzunluğu anlamına gelmektedir. Çeliğin kırılma uzunluğu yapılarda kullanıldığında 5.4 km. krom mobil çeliği 6.8 km. sertleştirilmiş kavisli çelik 17.5 km. ladin ağacının kırılma uzunluğu 19.8 km. ve  kayın ağacı ise 28.3 km.’dir. Bu açıdan lamine ahşaplar kimi çeliklere göre 5,5 kata varan üstünlüğe sahiptirler. Bu tür özellikleri nedeniyle ahşap çoğunlukla sağlık merkezlerinde ve spor salonlarında kullanılmaktadır.

Sese karşı davranışı açısından ahşap oldukça karmaşık bir malzemedir. Ses iletim hızı metallere yakın olan ahşap şaşırtıcı oranda ses emilim özelliği gösterir. Böylece akseden sesleri ve gürültüyü emer. Konser salonlarındaki yaygın kullanımı da bu yüzdendir.

Ahşap yanma sıcaklıklarına ulaşıncaya dek fiziksel dayanıklılığından önemli bir şey kaybetmez. Alternatifi olan yapay malzemelerse maruz kaldıkları sıcaklığa bağlı olarak zayıflar ve yumuşar. Ahşap ile alternatiflerinin yangın durumunda ortaya çıkan farkları ilgili bölümde ayrıca yer almaktadır.

Ahşap doğru şekilde bakıldığı takdirde havadaki zararlı maddelerden etkilenmez, aluminyum giydirmeliler ise daha da yüksek koruma sağlar. Oysa PVC zamanla dış etkilerden tahribata uğrar, rengi solar ve yüzeyi gevrekleşir.

Ahşap pencere ve kapılar mimarların bir numaralı malzemesi olmuştur, çünkü mevcut cepheye her türlü şekilde uyum sağlar ve onunla bütünleşir.

Dairesel pivot doğrama

 

Bugünkü giyotin pencere mekanizmaları, ise tipine göre 16-26 cm çapında bir borunun içine yerleştirilmiş çelik bir yay sisteminden oluşan bir çift modern mekanizma, 45 kg ağırlığa kadar bir pencere kanadını parmağınızın ucuyla kaldırmanızı ve kanadın istediğiniz yerde durmasını sağlıyor. Modern sistemlerin kusursuz performansların karşılık, 17. ve 19. yy.dan kalma birçok tarihi binada bulunan eski tip ağır giyotin pencerelerin günümüze kadar çalışır durumda olması ilgi uyandırıyor.

Masif Ahşap Pencere Aşhap, eski çağlardan günümüze kadar kullanılan bir yapı malzemesidir. Ağırlık taşıma kapasitesi, depreme karşı dayanıklı olması, sağlık açısından herhangi bir zararı olmaması, ahşap kullanımının avantajlarından sadece birkaç tanesidir. Üstün ısı ve nem yalıtımı özellikleri ile ahşap pencere ve ahşap kapılar, yaşanılan ortamın daha da sağlıklı bir yer olmasını sağlar. Günümüz teknolojisi ile üretilen ahşap pencere ve kapılarda herhangi sağlık açısından kullanıma daha elverişli hale gelmiştir.Ahşap kaynağı yenilenebilen tek yapı malzemesidir. Ahşap, üretimi ve işlenmesi için en az enerji gerektiren yapı malzemesidir.

17. ve 19.yy.dan kalma birçok tarihi binada da düşey sürme olarak makara, ip veya zincir sistemi ile kurulan eski tip pencerelerde hala kullanılmaktadır. Ancak zamanla bu tip giyotin pencerelerin çalışma güçlüğü doğmaktadır. Pencere ebat ve ağırlıklarına göre oluşturulacak taşıyıcı ağırlık pik veya kurşun ağrılıklarla sistemler oluşturularak kanatların dengesi sağlanmaya çalışılmaktadır. Firmamızda ağırlıkla çözümlenebilecek eski tip giyotin pencere sistemi de mevcuttur.Siparişle yapılır.

Giyotin pencereler standart kanatlı pencereye göre daha verimli iç mekan hava sirkülasyonu sağlamaktadır. Hava akımı veya rüzgar etkisi ile kanatların çarpması söz konusu olmaz. Normal bir kanat gibi açıldığında iç mekanı işgal etmediğinden, yer avantajı sağlamaktadır.

Geçmişten günümüze ahşap pencere

Ahşap, geçmişten günümüze insanlığın kullandığı en eski yapı malzemesidir. Dünyanın birçok bölgesinde Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika da hala varlığını sürdüren yüzlerce yıllık ahşap evlerin olduğunu biliyoruz. Ahşabın uzun yıllar boyunca insanlar tarafından tercih edilmesinin birçok sebebi vardır. Bunlar;

  • Ahşap yangına direnç gösterebilen bir yapıdır. İnsanlar tarafından bunun aksi düşünülse de ahşap yapıların dayanıklılığı beton ve çelikten üstündür.
  • Ahşap, tüm doğadaki canlılar gibi doğal ve nefes alan bir yapıdır. Bu nedenle ahşap doğal çevre için bir sağlık göstergesidir.
  • Ahşap, yüksek bir taşıma gücüne sahiptir.
  • Ahşap doğa şartlarına karşı son derece dayanıklı ve güvenilirdir.

Dairesel Pivot Dairesel formaları tamamlayıcısı, gemi havasını evinize taşımanın en güzel yolu. Yağmur rüzgar demeden açık. 350 derece dönebilir. İçine güzel bir vitray önerilir. Dairesel Pivot Maks Kg : 175 Kg Maks çap : 150 cm

Ahşabın ısı yalıtımı özelliği çelikten 400 kat, alüminyumdan 1800 kat daha fazladır. Bir pencerenin ısı yalıtım özelliği sadece çerçeve malzemesine bağlı değildir. Kullanılan camın cinsi, montajı, kasa-kanat arasındaki boşluk, kullanılan metal bağlantı ekipmanları, pencerenin duvara montajı gibi etkenler çok önem taşır. Diğer bütün şartlar eşit olduğunda bir ahşap pencerenin ısı yalıtım değeri PVC’den ve ısı köprülü alüminyumdan %10 daha iyidir. Pencerelerde ısı kaybı, PVC doğrama ile ahşap doğramaya oranla %33-35 azalmaktadır. Çoğunlukla göz ardı edilen en önemli konu ise bir pencerenin kullanım ömrü boyunca bu özellikleri muhafaza etmesidir. Ahşabın pencere malzemesi olarak en önemli üstünlüğü de bu noktadır.

 Ahşap Pencere Estetiktir
Kullananlar ve kullanmayı planlayanların ortak düşüncesi ahşabın; sıcak, dekoratif, iç ve dış mekanla son derece uyumlu olduğudur. Ev eşyalarınızın plastik ya da PVC esaslı olması, nasıl düsünülemezse, dış mekana açılan pencerelerinizin de ahşaptan başka bir malzemeden yapılması düşünülemez.

Ahşap Pencere Uzun Ömürlüdür
En basitinden çam doğrama hizmet ömrü 60 yıldır. Etrafınızdakı birçok tarihi yapıda 100 yılı aşkın süredir hizmet veren ahşap pencereler görmeniz mümkündür. PVC ve plastik gibi farklı malzemeden üretilmiş pencerelere verilen ömür 20-25 yılla sınırlıdır. Buna ek olarak ahşap; paslanmayan, korozyona uğramayan ve mor ötesi ışınların etkisiyle kırılganlaşmayan bir malzemedir.

 Ahşap Pencere Deforme Olmaz
Ahşap, üstün mekanik özelliklere sahip, “organik” bir malzemedir. Ahşabın taşıma gücü, eğrilme ve bükülmeye direnci, ısı değişiklikleriyle boyut değiştirmemesi, pencere üretimi için en ideal malzeme olmasını sağlar. 20° ile 50° arasında, bir metal doğramanın hava sızdırması iki katına çıkarken, aynı ısı değişimi ahşap malzemeyi etkilememektedir.

Ahşap Pencerenin Bakım ve Onarımı Kolaydır
PVC ve alüminyum türevi pencere üreticilerinin “bakım istemez” şeklindeki yaklaşımları, aslında bu tür malzemelerden üretilen pencerelerin bakım ve tamirlerinin mümkün olmamasından kaynaklanmaktadır. Ahşap pencerenizi 5-8 yılda bir boyamanız gerekebilir ancak 100 yıl kullanabilirsiniz. En büyük hasara uğramış, hatta çürümüş ahşap pencereyi bile bir marangoz kolaylıkla tamir edebilir. Ahşabin vida tutma kabiliyetinin yüksek olması sayesinde, bozulan menteşe ve kapı kollarını kendiniz bile değiştirebilirsiniz.

 Ahşap Pencere Sınırsız Renk ve Şekil Seçeneği Sunar
Ahşap pencereler, sınırsız şekil, doku ve renk seçenekleri sunar. Eğer isterseniz binanın dış cephesine ya da mobilyalarınızın rengine uyum sağlaması her zaman mümkündür.

Ahşap Pencere Güvenlidir
Masif ahşap deforme olmadığı için rüzgar yüklerine dayanıklıdır. Ahşap pencereyi, PVC ve türevi pencereler gibi kesmek ve kanadı kasadan ayırmak kolay olmadığı için hırsızların sevmediği bir malzemedir.

Ahşap Pencere Ekonomiktir
Tüm bu özellikler ahşabı ilk yatırım maliyeti açısından bile alternatiflerine göre avantajlı duruma getirmektedir. Bununla birlikte özellikle uzun vadede ahşap pencerenin sağladığı ekonomi tartışılmaz ve diğer malzemelerle karşılaştırılmayacak ölçüde dayanıklı, uzun ömürlü ve ekonomiktir.

Ahşap Pencere Kolay Monte Edilir
Ahşap pencere, montajı yapılacak olan yere uyum sağlar, önceden yapılmış olan boyut hataları, montaj sırasında kolaylıkla düzeltilebilir.

 Ahşap Pencere Max. Isı Yalıtımı Sağlar
Ahşabın ısı yalıtımı özelliği çelikten 400 kat, alüminyumdan 1800 kat fazladır. Kullanılan camın cinsi, pencerenin montajı, kasa ve kanat arasındaki boşluk ve kullanılan bağlantı elemanlarının kalitesi gibi tüm koşullar eşit olduğunda bile bir ahşap pencerenin ısı yalıtım değeri PVC ve ısı köprülü alüminyum pencereden daha yüksektir. En önemli konu ise ahşap pencerenin bu değerleri, kullanım ömrü boyunca koruyabilmesidir.

Ahşap Pencere Çevrecidir
PVC pencere üretimi sırasında, aynı boyutlardaki bir ahşap pencereye göre 8 misli daha fazla enerji harcanır. Hammadde olarak petrol türevi ve buna benzer inorganik maddeler kullanılmaz. Üstün ısı yalıtım özellikleri, üretim sürecinde olabilecek çevre kirliliğinin azlığı ve en önemlisi kaynağının yenilenebilir olması, ahşap pencereyi, çevrecilik konusunda rakipsiz kılmaktadır.

1 KG Ahşap, 1 KG beton ya da çelikten daha fazla yük taşır. Ahşap 250 metrelik açıklar kolonsuz geçilebilmektedir. Bu tip konstrüksiyonlarda, ağır olması nedeniyle çelik kullanılamamaktadır. Hava şartlarına karşı kimyasallara dayanıklılık bakımından en yüksek notu ahşap almaktadır. İngiliz Standartlarına göre elektrik ve telekominikasyon hatlarında kullanılan ahşap direklerin hizmet ömürleri 50, su soğutma kulelerinde kullanılan ahşap dolguların 30, ahşap kara yolu köprülerinin ise 50 yıldır. Bu alanlarda beton ve çeliğin ömrü yukarıdaki rakamların yarısına erişebilmektedir.”Karbonatlaşma” sorunu, son yıllara kadar hizmet ömrünün sonsuz olduğuna inanılan “betonarme”ye büyük bir darbe indirmiştir. Masif ahşap eğrilip bükülmediği için, rüzgar yüklerine dayanıklıdır. Ahşap doğramayı PVC gibi kesmek veya kanadı kasadan ayırmak kolay değildir. Bu sorunu aşmak için ahşap dışındaki pencerelerde karmaşık ve pahalı mekanizmalar kullanılmaya başlanmıştır.

Kiriş, döşeme, tavan, iç ve dış duvar kaplamaları, kapı, pencere ve hazır duvar gibi yapılarda genellikle ahşap kapı pencere tercih edilmektedir. Kısacası ahşabın son derece sağlıklı, güvenilir ve dayanıklı olması, insanları hayatlarının her alanında ahşabı kullanmaya teşvik etmiştir.

The post GİYOTİN DOĞRAMA VE LAMBRİ UYGULAMALARI DAİRESEL PİVOT DOĞRAMA first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/giyotin-dograma-ve-lambri-uygulamalari/feed/ 0
PARKE VE UYGULAMA http://www.hazarahsap.com.tr/parke-ve-uygulama/ http://www.hazarahsap.com.tr/parke-ve-uygulama/#respond Mon, 06 Apr 2015 06:42:31 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=5531 Laminat Parke ve Lamine Parke arasındaki fark nedir? Laminat Parke ve Lamine Parke arasındaki fark nedir? Lamine parkenin, laminat  parkeden en önemli  farkı; laminat parkede arada MDF kullanılır,doğal parke değildir. Lamine parkede ise aradaki malzeme % 100 ağaçtır. Lamine parke, laminat parkeden bu yüzden daha pahalıdır.Laminat “sıkıştırılmış talaş üzerine reçine emdirilmiş kağıt baskıdır”. Parke olarak değil, parke alt başlığında ...

The post PARKE VE UYGULAMA first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>

catsÖzkul Orman ÜrünleriLaminat Parke ve Lamine Parke arasındaki fark nedir?

Laminat Parke ve Lamine Parke arasındaki fark nedir?

Lamine parkenin, laminat  parkeden en önemli  farkı; laminat parkede arada MDF kullanılır,doğal parke değildir. Lamine parkede ise aradaki malzeme % 100 ağaçtır. Lamine parke, laminat parkeden bu yüzden daha pahalıdır.Laminat “sıkıştırılmış talaş üzerine reçine emdirilmiş kağıt baskıdır”. Parke olarak değil, parke alt başlığında kullanılan güzel görünüşlü bir kaplama malzemesidir.

Laminat

Laminat parke temel yapısı

Anlaşılacağı gibi lamine parke %100 organik bir malzeme olan ağaç’tan üretilmektedir. İmalat esnasında kullanılan ağaçlar kurutma ve iklimleme tabir edilen işlemlerden geçtikten sonra birbirlerine 90 derece dik gelecek şekilde (suyuna ve sokara sına) preslenirler.Bu işlem ağaçların rutubet aldığı takdirde çalışma riskini minimuma indirir. Üzerindeki 4 mm ahşap tabaka dan dolayı defalarca sistire ile yenilenebilir.Bütün üretici firmalar tarafından malzeme imalat hatalarına karşı garantilidir. İşte lamine de budur. Bu arada şunu da belirtmekte fayda görüyorum. 2005 yılı Avrupa da parke satış rakamları 110 milyon m2 dir. Bu rakamlar satılan masif parke, mozaik parke, lam parke ve lamine parkeyi kapsamaktadır.Laminat rakamları parke olarak algılanmadığı için bu istatistikler içerisinde yer almamaktadır. Okuyucuya bir fikir vermesi açısından Parkett international dergisinde yayınlanan Avrupa parke üreticilerinin yaptığı araştırmaya ait grafiği de bilginize sunuyorum. Zemin kaplama denilince akıllara ilk lamine (tamamen doğal, ahşap) ve laminat (sıkıştırılmış talaş üzerine reçine emdirilmiş baskı) parkeler geliyor. Her iki üründe farklı kullanım zevklerine, ihtiyaçlarına yanıt veriyor,parke yetkilileri, bu iki ürün arasındaki farklılıkların bilen tüketicilerin, kendi ihtiyaçlarını daha iyi belirleyeceğini belirtiyor.Lamine doğal ve sağlıklı oluşunun yanında her türlü dekorasyona uyumlu yapısı, yüksek frekanslı sesleri yutarak mekana akustik destek sağlayan eşsiz dekorasyon ürünleri olarak karşımıza çıkıyor. Ahşabın verdiği sıcaklık hissini mekanlara taşımanın en estetik yönü olan lamine parkeler, uzun ömürlü yapısı da tercih nedeni oluyor.

Lamine Parke Neden sağlıklı?
Tamamen doğal olan lamine parkelerin içerisinde sağlığa zararlı maddeler bulunmuyor ayrıca ahşap, insan vücudundaki elektriği ciddi ölçüde emiyor.Vücudumuzda bulunan negatif enerjiyi, stresi çıplak ayakla toprağa basmışçasına vücudumuzdan transfer eden ahşap, dekorasyonu görsel anlamda desteklemenin yanında sağlığımız açısından da ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
 Laminat parkeler ise cila, hdf, denge ve desen kağıdı gibi birkaç katmanın preslenmesiyle oluşan, tam anlamıyla doğal olmayan zemin kaplama ürünlerinin ortak adı olarak nitelendiriliyor.
Laminat ilk etapta daha ekonomik oluşuyla tanınıyor. Lamine gibi doğal ahşap olmayan dolayısıyla maliyeti daha düşük olan laminatlar, gelişen teknoloji ile birlikte görüntü olarak laminelere oldukça benzemeye başladı. Dünya’nın en büyük laminat parke üreticileri ise işi daha ileriye götürerek neredeyse birebir lamine görüntüsünü hatta dokusunu yakalayan modellere imza atıyor.
E1 belgesi yoksa sağlık aramayın…
Laminat ve lamine parke seçerken dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise, ürünün yeterlilik belgelerinin olup olmadığı. Art niyeti tüketiciler, üretim maliyetlerini olabildiği kadar aşağı çekmek adına bazı yasaklı kimyasal maddeleri özellikle laminat parkelerde kullanabiliyorlar ki, bunun en bilineni ‘formaldehit’ isimli son derece kanserojen olan bir madde. E1 yeterlilik belgesi burada devreye giriyor. Satın alınılan ürünün E1 yeterlilik belgesi var ise, hiç çekinmeden, gönül rahatlığıyla o ürünü satın alınılabilir. E1 yeterlilik belgesi, o ürünün içerisinde insan sağlığına zarar verebilecek maddeler olmadığının kanıtıdır.

 PARKE  NEDİR..?

Parke, yer döşemelerinde kullanılan bir kaplama türüdür.Doğal bir malzeme olması nedeni ile parke zemin kaplamaları günümüz yapım işlerinde yoğun olarak kullanılmaktadır.Günümüzde, orman ürünlerinin kullanımında çevreci yaklaşımlar ve ekonomik nedenlerle geleneksel masif ahşap parke yerine daha çok laminat parke ve lamine parkeler olarak adlandırılan parke türleri kullanılır.Masif  Parke   Geleneksel  parke, uygun kalitedeki iyi kurutulmuş ahşabın 15-20 mm gibi kalınlıklarda ince tabakalar ve şeritler halinde kesilmesi ile yapılır. Geleneksel parkelerin yapımında,dayanıklılık açısından meşe,gürgen, dişbudak, gül ağacı VS. gibi sert ağaçlar kullanılır.Geleneksel parke masif parke olarak adlandırılır.Uygulamada, 20x60x300 mm gibi boyutlardakimasif parke parçaları tutkal ile zemine yapıştırılır,tutkal ve zımpara talaşı karışımı ile ek yerleri ve boşluklar doldurulur,kalından inceye numaralardaki zımparalar ile yüzeyi tesviye edilir ve cilalanarak kullanıma hazır hale getirilir.Masif parke, uygulamada nitelikli işgücü gerektirir ve diğer parke türlerine göre pahalıdır.Laminat Parke Laminat,matbaada istenilen renk ve desende basılmış kağıda  reçine emdirilmesi sureti ile elde edilen kaplama levhalarıdır.Reçine emdirme işlemi kağıt emprenyeleme olarak da adlandırılır.Emprenyeleme melamin formaldehit ve üre formaldehit gibi reçine malzemeleri emdirilen kağıtların fırınlanarak kurutulması işlemidir.Laminat parke, laminat kaplamaların nitelikli ahşaba oranla daha ucuz olan MDF, HDF ya da yongalevha levhalar üzerine yapıştırılması suretiyle üretilir.Yapıştırma işlemi ısı ve basınç altında yapıştırıcı kullanarak yapılır.Büyük tabakalar halinde üretilen levhalar istenilen boyutlarda kesilir, ekleme detayına göre ek yerleri açılır ve paketlenerek kullanıma sunulur.Laminat parke yüzeyleri düzleme veya cilalama gibi herhangi bir işlem gerektirmez.Laminat parkeler ucuz fiyatları ve uygulamalarının kolay ve hızlı olması nedeni ile günümüzde en yaygın kullanılan parke türüdür.Lamine ParkeLamine parke; doğrudan zemin kaplaması olarak kullanılması uygun olmayan görece ucuz ahşap malzemelerin birkaç tabakasının birbirine yapıştırılması ve bunların üzerine nitelikli ağaçtan ince bir kaplama yapılması sureti ile üretilir.Lamine parkeler genellikle üç katmandan oluşur.5-10 mm kalınlıktaki iki ucuz ağaç tabakası ve 2-5 mm kalınlıktaki parke yapmaya uygun nitelikteki ahşaptan tabaka damarları birbirine dik gelecek şekilde sıcak preste tutkal ile yapıştırılır.Cilalı olarak kullanıma sunulan lamine parkeler montaj işlemi sonrasında herhangi bir düzeltme veya cilalama işlemi gerektirmezler.

catsPARKEMASİF PARKE  NEDİR  ?

Masif parke ahşabın kimyasal yapısına herhangi bir müdahalede bulunulmadan doğal yapısı korunan ahşap yer kaplama malzemesidir.Çeşitli ebatlarda üretilebilen masif parkenin yüzeyleri düzgün,yan ve uç taraflarında ise birbirleri ile birleşmeyi sağlayan zıvanalar bulunmaktadır.Kalınlıkları 14mm ile 22mm arasında değişebilir.Masif parke defalarca sistre edilebilir ve daima ilk günkü görüntüsünü korur.Masif parkenin özellikleri ise:Doğaldır,Sağlıklıdır,Estetiktir,Sıcaktır,Uzun Ömürlüdür,Ses ve ısı yalıtımı mükemmeldir,Çevre dostudur,Doğal hali ile tahta insanlığın var oluşundan beri kullanılan vazgeçilmez bir malzemedir.Masif Parkenin Bakımı ve Kullanımı Masif parkenin nemli bir bezle toz alıp temizliğini yapmak dışında başkaca bir bakıma ihtiyacı yoktur.Masif parkenin dış etkilere maruz kalmasını önlemek ve görüntüsünü bir yer mobilyasına dönüştürmek için cila yapılması önerilir. Cila dış etkilere karşı koruyucu bir malzemedir.Cila yapılan işin sonuçlanması olduğu için mekanın kullanım amacına göre cila seçilmelidir. Evlerde normal sertlik işyerlerinde ise sert trafik cilaları seçilmelidir.Henüz ülkemizde çok yaygın olmayan cila türleri ise “Hard Wax” denilen mum türevli cila ile “bitkisel yağ”lardır. Bu ürünlerin çizilme dirençleri çok düşük olmasına rağmen tercih edilme nedenleri ahşapta doğal görünümü korumalarıdır.Sert cisimleri taşırken ve yerleştirirken cilanın çizilmemesi ve bozulmaması için cisimlerin kaldırılması veya tabanlık kullanılması önerilir.İyi bir sistre ve cila tabanı mobilyaya dönüştürür. Genel olarak açık renk parkelerde parlak cila, koyu renk parkelerde mat cila kullanımı önerilir. Böylece ağacın doğal dokusunun en ince damarına kadar görülmesi sağlanır. Cilası aşınmış ve yıpranmış parkeler defalarca sistrelenerek ilk günkü görünümüne kavuşturulur.Sistre parke yüzeyinin gelişmiş makinelerle kazınarak temizlenme işlemidir.Bu işlem uzman bir kişi tarafından yapılmalıdır.Aksi takdirde yüzeyde meyiller ve çizgiler meydana gelebilir. Bu da cilanın başarısına gölge düşürür.

 LAMİNE PARKE  NEDİR  ?

Lamine parke,genellikle iki ya da üç katman olarak üretilen parke çeşididir.Alt katmanlarda genellikle düşük değerdeki herhangi bir ağaç ya da kontrplak kullanılmaktadır.Bu tabakada en yaygın kullanılan ağaç türü İngilizce’de rubberwood olarak adlandırılan botanik ismi ise hevea brasiliensis olan ağaçtır.Üst katmanda ise ağacın bizzat kendisi bulunur.Lamine parkenin masif parkeden pahalı olmasının nedeni ise üretiye olan maliyeti masif parkeye oranla çok daha yüksek bir üretim teknolojisi kullanılması ve cilalı, boyalı, eskitilmiş vb. seçeneklerle satışa sunulmasıdır.Masif parkede bu tür üst yüzey işlemleri ve malzemeleri dışarıdan temin edilir ve uygulanır.Lamine parkedeki “lamine” kelimesi yapıştırma anlamındadır ve birbirine yapışan katmanlardan oluşmuş bir malzemeyi ifade eder.Standart lamine parkelerdeki üst katman kalınlığı 3-6 mm civarındadır.Son zamanlarda piyasaya giren ve piyasada yer edinebilmek ve daha fazla satış rakamlarına ulaşabilmek için standart dışı lamine parkeler kontrplak üzerine 1-2 mm kalınlığında papel kaplamaların kullanılmasıyla üretilmektedir. Ne yazık ki, 1-2 mm kalınlığında gerçek ahşaba sahip olan bir lamine parke ağacın gerçek dokusunu bile veremez.Ancak maalesef ülkemizde tüketiciler ucuz ürün alma mantığıyla hareket ederek çok büyük yanılgıya düşmektedirler.Bunun yanında 1-2 mm hatta 2,5 mm kalınlığında olan lamine parkeler 1 ya da 2 defa silindikten sonra ömürlerini tamamlarlar çünkü artık en alt tabakadaki ağaca kadar inilmiştir.Bu sebeple lamine parke seçiminde üst katmandaki ağacın kalınlığına dikkat edilmelidir.HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ 0212 670 11 77 PAPEL 05-06-MM KESİM YAPABİLİR.Lamine parke seçiminde dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur ise ister tek parça (plank) ister üç parça (3-strip) olsun,parçalar yan yana birleştirildiğinde arada kot farkının olmaması ve parçaların birbirlerine sıkı kenetlenmesidir.Aksi halde en ufak bir ıslaklık unsurunda su parçacıkları ahşabın arasına sızar ve çalışmasına sebebiyet verebilir.İki katmanlı olarak üretilen lamine parkeler üç katmanlı lamine parkelere göre daha esnek bir malzemedir.Bu malzemenin zemin ile ilgili problemleri olan mekanlarda tercih edilmelidir.Bu sebeple iki katmanlı lamine parke yere yapıştırılarak uygulanmalı,yüzer sistem olarak tanımlanan yöntem uygulanmamalıdır.Aksi halde aynı laminat parkedeki gibi uygulama yapılan alanda yer yer ses üretme problemi ile karşılaşabilinir.

lamine-parke3RABITA PARKE  NEDİR ?Çeşitli olarak bulunan parkelerin arasında en çok kendini gösteren bir diğer parkede ahşap rabıta parkedir. Ahşap rabıta parke, bir çok özelliği ve yararlı yönü ile bir çok kişi tarafından tercih edilmektedir ve sizlere her türlü alanda güzel bir görüntü imkanı sunabilmektedir.Ayrıca sağlık bakımından bakıldığında rabıta parkenin zemin döşeme konusunda en çok tercih edilen parkelerin arasında yer aldığı görülmektedir. Ayrıca rabıta parke, dayanıklı ve uzun ömürlü bir parke çeşididir. rabıta parkenin tercih edilmesinde ki bir diğer önemli özellik ise, ısı ve ses konusunda size iyi bir izalosyon imkanı sunmuş olmasıdır. Eğer bulunduğunuz ortamda aşırı derecede ısı değişikliği ve ses konusunda fazlası ile sorun var ise rabıta parke modelleri tam olarak size göre bir seçim olacaktır. Ayrıca masif parke üretimi esnasında genel olarak sert, dayanıklı ve uzun ömürlü ağaçlar kullanıldığı için size uzun ömürlü bir döşeme imkanı sunmaktadır. Yani, rabıta parke döşediğiniz takdirde uzun süre bu parkeleri rahat bir biçimde kullanabilirsiniz ve bu parkeler fazlası ile sağlıklıdır. Ayrıca bütünüyle masif bir parke olması nedeni ile fazlası ile sistre payı bulunmaktadır bu çeşitte ki bu durumda size parkelerinizi uzun yıllar sonra da ilk gün ki gibi kullanma imkanı sunmaktadır ve sizi masraftan kurtarmış olur. Ayrıca sistre payı sayesinde uzunca yıllar sağlıklı yapısından da herhangi bir kayba uğramaz. Masif parkeyi tercih ederek kullanabileceğiniz başlıca alanlar ise şunlardır; konutlar, villalar, restorantlar, oteller, alışveriş merkezleri ve iş yerleri… Bu tür alanların hepsinde ya da çeşitli farklı mekanlarınızda Masif parke kullanabilir ve şık bir görüntü sunabilirsiniz. Ayrıca genel olarak masif parkeler ücret konusunda da fazla pahalı değildir. Özellikle fabrika çıkışlı olarak direk fabrikadan masif parke alır iseniz daha yararlı bir alışveriş yapmış olabilirsiniz.

catsRbıta Rabıta Parkenin Özellikleri

Rabıta parkenin genel olarak özelliklerinden bahsedecek olur isek; ses ve ısı yalıtımı sağlar, doğaldır, çevre dostudur ve çevreye zarar vermez, sağlıklıdır, estetik bir görünüme sahiptir, ekonomiktir, uzun ömürlü olarak kullanabilirsiniz, butiktir, dayanıklıdır ve en önemlisi sıcağı tuttuğu için sıcaktır.

catsrabıTHERMOWOOD NEDİR?:

Thermowood, ahşabın yüksek ısıya tabi tutulması ile elde edilen bir üründür. Isıl işlem sırasındaahşabın içerisinde bulunan reçine alınır ve ahşabın hücre yapısı değiştirilir. Bu sebeble ahşap bulunduğu ortamın nem değişikliklerine karşı normal ahşaba göre daha dayanıklı halegelir. Isıl işlem esnasında tüm öz su ve reçinesini kaybeden ahşabın izolasyon kabiliyeti de artar. Thermowood’ un üretiminde sadece ısı ve su buharı kullanılır. Bu uygulamada çevreyi kirletebilecek hiçbir kimyasal kullanılmadığı gibi ahşap bünyesine de kimyasal maddda katılmaz.

Thermowood’un yararları vekullanım yerleri :  Thermowood Isıl işlem uygulamalarının, Odunun özellikleri üzerinde kalıcı bir etkisi vardır. Ürünün son kullanım yeri, malzemenin boyutları ve odunun karşılaşacağı çevre koşullarına bağlı olarak, değişik işlemler gerekebilir. Malzeme, sert hava koşullarına maruz kalacak; kapı, pencere, deck, bahçe mobilyaları ve dış cephe kaplamaları gibi malzemeler için idealdir. İç mekan kullanımlarında ise Thermowood; çekici görüntüsü, stabilitesi ve reçinesiz olması ile; saunalar, iç mekan panelleri, mobilyalar ve yer döşemeleri için iyi bir seçenektir.

catsashThermowood işleminin bir sonucu olarak, çürümeye ve mantar zararlılarına karşı yüksek direnç gerektiren kullanım yerlerinde, odun dayanıklılığında önemli derecede bir artış görülür.Thermowood’un en büyük avantajlarından biride yüksek boyut stabilitesidir. Uygun işlemlerle, son kullanım yerinde karşılaşılabilecek deformasyon miktarını büyük ölçüde azaltmak mümkündür.Isıl işlem, denge rutubet miktarını %50 oranında azaltır, böylece deformasyonunda aynı oranda iyileşmesi beklenir. Kapılar, pencereler, ve diğer dış mekan ürünleri için, değişen rutubet seviyeleriyle sıklıkla karşılaşılan yerlerde, yüksek stabilite faydası sağlar. Thermowood, boya ve diğer yüzey işlemleri için mükemmel bir verimlilik sağlar , kullanım ömrünü arttırır ve bakım masraflarını azaltır.

Çevre Dostu THERMOWOODT hermowood işlemi sırasında sadece buhar ve ısı kullanılır, işlem sırasında malzemeye hiçbir kimyasal uygulanmaz. Thermowood işlemi sırasında hiçbir zararlı emisyon çıkışı olmadığı testlerle kanıtlanmıştır. Atık Thermowood parçaları, yakılabilir yada diğer atıklarınızla beraber ortadan kaldırılabilir.

Thermowood’ un özellikleri

-Isıl işlem Thermowood’ a özel bir renk ve parlaklık verir.

-Neme, mantarlara ve çürümeye dayanıklıdır.

-Dayanıklılık sınıfı 2’ dir. -Deforme olmaz ve şeklini korur. Neme bağlı deformasyonlar % 90 oranında azalır.

-Ağırlığı % 15 oranında azalır.

-Bitmiş bir ürünüdür. Daha sonra bir işlem gerektirmez. İstenirse kolayca boyanabilir veya yağ sürülebilir.

-Isıl işlem görmüş ahşabın ısı yalıtım yeteneği de artar.

Thermowood’ un Uygulama Alanları

-İç Lambri

-Dış Cephe Kaplamaları

-Tavan Kaplamaları

-Teras Kaplamaları

-Bahçe Mobilyaları

-Çocuk Oyun Alanı Ekipmanları

-Sauna Panelleri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

The post PARKE VE UYGULAMA first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/parke-ve-uygulama/feed/ 0
TEKNE YAPIMINDA KULLANILAN AHŞAP MALZEMELERİN FİZİKSEL VE MEKANİK ÖZELLİKLERİ http://www.hazarahsap.com.tr/tekne-yapiminda-kullanilan-ahsap-malzemelerin-fiziksel-ve-mekanik-ozellikleri/ http://www.hazarahsap.com.tr/tekne-yapiminda-kullanilan-ahsap-malzemelerin-fiziksel-ve-mekanik-ozellikleri/#respond Fri, 20 Mar 2015 14:20:48 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=4369 GEMİ, TEKNE YAPIMININ TARİHÇESİ Bugün için bilinen en eski tekne, 1954’te Mısır’da yapılan bir arkeolojik kazı sırasında ortaya çıkarıldı. Keops Piramidi’nde gömülü bulunan bu teknenin parçaları bir araya getirildiğinde, 43,40 m. uzunluğunda bir gemiyle karşılaşıldı. 4500 yıl önce parçalanarak gömülen bu geminin bulunuşu, ilk tekne yapım tekniği hakkında önemli ipuçları elde edilmesini sağladı. Daha önce ...

The post TEKNE YAPIMINDA KULLANILAN AHŞAP MALZEMELERİN FİZİKSEL VE MEKANİK ÖZELLİKLERİ first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
GEMİ, TEKNE YAPIMININ TARİHÇESİ

Bugün için bilinen en eski tekne, 1954’te Mısır’da yapılan bir arkeolojik kazı sırasında ortaya çıkarıldı. Keops Piramidi’nde gömülü bulunan bu teknenin parçaları bir araya getirildiğinde, 43,40 m. uzunluğunda bir gemiyle karşılaşıldı. 4500 yıl önce parçalanarak gömülen bu geminin bulunuşu, ilk tekne yapım tekniği hakkında önemli ipuçları elde edilmesini sağladı. Daha önce bulunan diğer kanıtlara dayanılarak tekne yapımının bir bilim olarak Mısır’da yeşermeye başladığı bilinmekteydi. İşte bu verilerden yola çıkan araştırmacılar, Doğu Akdeniz’in tekne yapım geleneğinin Mısır’dan kaynaklandığını düşünmeye başladı. Bu teknelere,teknik açıdan bakıldığında görülen en önemli nokta kerestelerin birbirine bağlanışıydı. Keresteler çivilerle değil, ip ve bitki lifleriyle bağlanıyordu. Nil Nehri üzerinde kullanılan ilk tekne de, papirüs dallarıyla oluşturulan demetlerin birbirine bağlanmasıyla yapılan basit bir saldı. Mısır’da küçük teknelerin ana gövdelerinin yapımı için elverişli ağaçlar bulunmadığından, eldeki küçük ahşap parçalar birbirine yapıştırılıyor, kaynaştırılıyor ya da bağlanıyordu. İlk kez Eski Krallık döneminde görülmüş ve önce kabuk yöntemiyle yapılmış olan ahşap Nil teknelerinde omurga yoktu; ortaya çıkışı ise Yeni Krallık dönemine rastlıyordu. Mısır tekne yapım tekniği, Akdeniz tekne yapım geleneğinin başlangıcı olarak değerlendirilmekle birlikte, uzun ömürlü olmadığı bilinmektedir. Ayrıca, Nil dışındaki açık denizlerde kullanılıp kullanılmadığı da kesin değildir.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77
İncelenen Santorini fresklerindeki (M.O. 16. yüzyıl) gemi tasvirleri, Doğu Akdeniz’in tekne yapım geleneğinin ilk dönemlerinde rol oynayan Kyklad kültürüne ilişkin önemli bilgiler vermiştir. Her ne kadar bu fresklerdeki gemi tasvirlerinde yeterli teknik veri bulunmuyorsa da, biçimsel olarak 20. yüzyıl başlarındaki geleneksel Doğu Akdeniz tekneleriyle benzeştikleri görülmektedir. Bugün elimizde bulunan belgeler Mısır, Kyklad, Fenike, Minos, Yunan, Roma Bizans ve Venedik gibi büyük uygarlıkların tekne yapımcılığının her döneminde öncü konumda olduklarını göstermektedir. Bunun en önemli kanıtı, bölgede son 30 yıldır yapılan arkeolojik sualtı kazılarında bulunan gemi kalıntılarıdır. Anadolu sahillerinde yapılan bu kazılarda, tekne yapım teknolojisi tarihindeki en büyük aşamanın bulgularına ulaşılmıştır. Bu aşama, önce kabuk tekniğinden önce iskelet tekniğine geçiştir. Kaburgaların omurga üzerine yerleştirilerek önce iskeletin şekillendirildiği ve kabuğun, yani dış elemanların, bunun üzerine yerleştirildiği teknik olarak tanımlanan önce iskelet tekniği, 11. yüzyıldan sonra tüm Akdeniz e yayılmış olup, halen geleneksel ahşap tekne yapım teknikleri ile çalışan tersanelerde kullanılmaktadır. Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catscatstekne288Doğu Akdeniz uygarlıklarının tekne yapımındaki öncü rolü, 15. yüzyılda sona etmiştir. 15. yüzyıldan sonra Portekiz, İspanya ve daha sonra İngiliz ve Fransızların Doğu Hindistan’a giden yeni ticaret yolları aramaya başlamasıyla birlikte yapım teknikleri, açık denizlerde yol alarak Yeni Dünya kolonilerine ulaşabilecek daha güçlü teknelerin yapımı doğrultusunda değişmiştir. Bu değişim, Rönesans’la ortaya çıkan bilimsel yaklaşımın ışığında şekillenir. Mimarlık ve mühendislikteki (bugünkü kullanılan anlamlarıyla tam örtüşmüyorsa da) gelişmeler Gemi Mimarlığı kavramının doğmasına öncülük etmiştir. Romalı mimar mühendis Marcus Vitruvius’un çalışmalarından kökenlenen geometrik ilkelere dayanılarak yapılan tekne tasarımlarının ilk kayıtlarına, 1410-1420 yılları arasında Venedik’te rastlanmıştır. Gemi mimarlığı konusundaki ilk sistematik çalışmanın ise İtalyan hümanist, mimar ve sanat kuramcısı Leon Battista Alberti’nin Navis adlı çalışması olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmanın, -bugüne kadar ulaşamamış olmasına karşın- l452’den önce yayımlanmış olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda, Vettor Faus¬to’nun 1525-1545 yılları arasında yaptığı Venedik kadırgasının modernleştirilmesi programına temel oluşturduğu tahmin edilmektedir. Böylece, 15. yüzyıl bitmiş ve İtalyanlarla birlikte Portekizliler ve İspanyollar kuramsal dayanakların ışığında inşa ettikleri gemilerle açık denizlere yelken açmışlardır.

tekne12Geometrinin ahşap tekne yapımcılığına adımını attığı bu yüzyılların ilk ürünlerinden biri kalyon’dur. Kalyon, denizaşırı ülkelerle ticaret amacıyla İspanyol ve Portekizli mühendis ustalar tarafından yapılmıştır. Osmanlılardaki ilk savaş kalyonları ise, II. Beyazıd döneminde (1481-1512) Gelibolu’da yapılmaya başlamıştır.
18-19. yüzyıl başlarında Osmanlı Donanması’nda kullanılan teknelere çektiri adı verilir. Çektiriler savaştaki işlevlerine göre çeşitli türlere ayrılırdı. Temel savaş gemisi olan kadırga, çekdiri tipi bir tekneydi. Kadırgadan biraz daha büyük olan mavna, yelken donanımıyla savaş filosunun en güçlü gemisiydi. En büyük çektiri tipi ise baştarde’ydi. Savaş hattında yer almayıp keşif ve gözetleme gibi ikincil işlerde kullanılan ve kadırgadan daha küçük olan çektiriler de vardı. Kalite, pergende ve firkate bu tip çektirilerdendi. Çektiri tipi gemiler, kalyonların ortaya çıkmasından sonra kullanılmaz oldu.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catstekne23636

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Tekne yapımında gönye ve pergelin devreye girişi, aslında parile (iki kerestenin ucunun birbirine geçirilerek eklemlenmesi), posta, kaplama ve mukavemet elemanları gibi yalnızca tek tek parçaların tasarlanması anlamına geliyordu. Teknenin tamamının yapım öncesinde kağıt üzerinde belirmesi ise 18. yüzyılda gerçekleşti.
Teknenin biçimlenmesinde kullanılan geleneksel uygulamaların en eskilerinden biri ‘ana posta ve yalancı formalar yöntemi’dir. Omurganın tam orta yerindeki kaburgaları oluşturan ana posta çifti ve baş ile kıçtaki birer ya da ikişer çift postadan oluşuyordu. Enine elemanlardan oluşan bu yapının üzerine yerleştirilecek olan boyuna elemanların alması gereken biçimi ayarlayabilmek amacıyla da, yalancı forma denen iki veya üç adet esnek çıta ekleniyordu. Adriyatik Denizi ve Ege Adaları’nda 20. yüzyılın ortalarına kadar kullanılan bu yöntem, Anadolu’nun Ege kıyılarında halen sürdürülmektedir. Aslında aynı yöntem, Anadolu’nun Karadeniz kıyılarında da biraz daha farklı bir biçimde kullanılmaktadır. Bartın’ın Tekkeönü yöresindeki tekne yapımcıları omurgaya öncelikle alt postaları yani döşek’leri yerleştirerek, bunun üzerine omurgaya paralel duran birinci (en alttaki) yalancı formayı atarlar; bunun ardından üst postalar döşeklere cıvatalanarak, diğer yalancı formalar eklenir ve uygun biçimlendirmeler yapılarak kaburga tamamlanır. Bu Batı Karadeniz (Paflagonya) tekniğinde, kaburgalar tek parça değil, birbirine bağlanan iki parça halindedir. Bu yöntem, önce kabuk sisteminden önce iskelet sistemine geçişin ilk dönemlerindeki yapım tekniğini oluşturuyor olabilir. Araştırmalar, Karadeniz’in kuzey kıyılarıyla Romanya ve Tuna’da da benzer yöntemlerin kullanılmış olduğunu düşündürmektedir. Henüz net bir kanıt bulunamamış olmakla birlikte, bu bölgelerde 18.19. yüzyıllarda yapılan basit balıkçı ve yük teknelerinin biçimleri, yapımda benzer bir önce iskelet sisteminin kullanılmış olduğuna işaret etmektedir. Araştırmalar, teknenin simetrikliğinin bu biçim verme tekniği ile sağlandığını kesin olarak gösteriyor.
Ege ve İyonya denizlerinde 18. 19. yüzyıllarda kullanılan teknik biraz daha farklıdır. Burada, bir heykeltıraş gibi doğrudan iskelet yapımına geçmek yerine, modelle elbise dikmek gibi, önce kalıp ya da pafta çıkarılırdı. Biraz daha karmaşık olan bu yöntem ayarlanabilir şablonlarla kalıplama şeklinde adlandırılmaktadır. Ayarlanabilir şablonlar kullanılarak ortaya çıkarılan kalıp, omurga uzunluğunun yaklaşık üçte birine denk gelirdi. Sonra, bu parçalar omurga üzerine dikine yerleştirilir ve iskeletin geri kalan parçaları yine esnek çıtalardan oluşan yalancı formalar kullanılarak çakılırdı. Yalancı formalar bu teknikte önemli bir yer tutmakla birlikte, yapılan işlem daha çok geometrik diyagramlara dayanıyordu. Geleneksel Yunan tekne tezgahlarında kullanılan diyagramlar, belirli bir matematiksel düzenle örülen geometrik şekillerden oluşur. Benzer diyagramlara eski Fransa, Almanya, Portekiz, Meksika ve İtalya’daki yayınlarda da rastlanmaktadır. Ancak, bunların en eskisinin, 1410’da Venedik Tersanesi’nde kullanılan Mezza Luna adlı diyagram olduğu düşünülmektedir. Şablonlarla kalıplayarak model verme şeklinde tanımlanabilecek olan bu kalıplama tekniği, 18.19. yüzyıl Yunan tersanelerinde yoğun bir biçimde kullanılmış olup, başlangıcının geleneksel Doğu Akdeniz tekne yapım tekniklerine kadar uzandığı tahmin edilmektedir.
Bu dönemde uygulanan üçüncü yöntem ise, anlattığımız bu iki teknik arasında yer alabilecek bir geçiş tekniği gibi durmaktadır. 18. yüzyıl sonunda Psara Adası’nda kullanılan bu geçiş tekniğinde, teknenin su altında kalan kısmına uygun şablonlarla kalıplama yöntemi uygulanırken, üstte kalan kısmında ana posta ve yalancı formalar yöntemi kullanılmıştır. Kalıplama yöntemi, ahşap tekne yapım geleneğinin bütünleyici bir parçası olup, bundan sonraki araştırmalarda bir referans noktası oluşturmaktadır.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catscatstekne298

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Bu döneme kadar kalıplamayla veya bir başka deyişle, endaze açarak yapılan tekneler ya iki uçlu ya da ayna kıçlı teknelerdir. 18. yüzyılın son yıllarında ise İyonya, Ege ve Karadeniz’deki ticaret hacminin genişlemesiyle daha hızlı ve güçlü teknelere gereksinim duyulmuş ve zamanla biçim ve teknik değişikliklerine gidilmiştir.
19. yüzyıldaki Yunan tersanelerinde endaze iki farklı biçimde açılırdı. Birincisinde, teknenin hatları, ölçek kullanılmadan, doğrudan doğruya endaze zeminine çizilirdi (tıpkı elbise patronu çıkarılırken çizilen paftalar gibi)Yüzyılın ortalarına gelindiğinde ise, yarı yarıya ölçek kullanılmaya başlandı.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77
Endaze zeminine çizilen özel çizgiler, bu tekniklerin ilginç yanlarından biridir. Bu çizgiler diyagonal gibi görünmekle birlikte, hafifçe eğri olan çizgilerdi ve gövde planındaki çizgilerin iki yanı tekne ekseni üzerinde birbirine karşılık gelmiyordu. Bu çizgiler daha çok, tekne genişliğinin ortasına yerleştirilen yalancı formanın ve gövde planının bir izdüşümü gibiydi.
Yüzyıllarca süren bir geleneği ve çeşitli kültürleri kendi bünyesi içinde birleştiren Karadeniz bölgesinde, farklı tekne tiplerine ve tekniklerine rastlamak mümkündür. Örneğin, inceleme gezilerini birlikte sürdüren Türk ve Yunanlı araştırmacıların İnebolu’da buldukları İnebolu kütüğü ya da taş kayığı denen tekne tipi, önce kabuk tekniğinin bugün rastlanan son ürünüdür. Çok eski bir yapım geleneğinin canlı bir kanıtı olan bu tekne tipi, önce kabuk tekniğinin en azından 20. yüzyıl ortalarına dek sürdüğünü göstermektedir. Yunanca’da pereme adı da verilen İnebolu kütüğü, Karadeniz sahillerinde yaşamış olan Yunan ve Türk toplumlarının ortak bir ürünüdür. Farklı tip ve tekniklere günümüzde de rastlanıyor olmasının önemli bir nedeni de bölgede korunaklı limanların az olmasının yanı sıra, kestane ve meşe gibi ağaçların bolluğu olabilir. Bu ağaçlar esnek ve çok sağlam bir yapıya sahip olduğundan, hem suya hem de karaya çekilmelerle oluşan sürtünmenin yol açtığı aşınmaya karşı oldukça dirençlidirler. Bölgenin ormanlarla kaplı dağlar tarafından çevrili coğrafyası, ulaşım ve taşımacılıkta denizi ön plana çıkarmıştır. Elverişsiz deniz koşulları ve rüzgarlar, tekne yapımcılarını yapım tekniklerini geliştirmeye ve bu iklim koşullarına uygun biçimlerde tekneler üretmeye zorlamıştır. Bu bölgede teknolojinin gelişimi görece daha yavaş bir seyir izlemesine karşın, Karadenizliler kendilerine özgü tekne tiplerini geliştirmişlerdir.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77
Bölgenin kapalı yaşam biçimine rağmen, Ege ve Akdeniz uygarlıklarının güçlü gelenekleri ve ticari etkinlikleri Karadeniz tipi tekneleri, kısmen de olsa etkilemiştir. Osmanlıların son döneminde, tekne yapımında kullanılan kütüklerin Akdeniz ve Ege’deki tersanelerle İstanbul ve İskenderiye’dekilere Karadeniz’den getiriliyor olması, tekniklerin birbirinden etkilenmesine yol açmıştır. Örneğin, esas olarak Yunanistan’da yapılan Ege tipi bir tekne olan tırhandil’in gövde biçimi, Karadeniz tipi olan çektirme’ ye çok benzemektedir. Hatta, tekne gövdesinde kullanılan bir çok terim Türkçe’ye Yunanca’dan geçmiş ya da tam tersi olmuş ve nüanslı da olsa neredeyse ortak bir dil ortaya çıkmıştır.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77
Karadeniz’de ahşap tekne yapımcılığının bugününe ve gelecek için öngörülenlere geçmeden önce, bu bölgede sık rastlanmış olan tekne tiplerinden de kısaca söz edelim. Bu tiplerin içinde en önemlileri 19. yüzyıl sonlarına doğru yapılmaya başlanan taka ve çektirmeydi.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77
8-16 m uzunluğunda küçük bir ahşap tekne olan taka, bir direk ve aşırma denen bir Latin yelkeni taşırdı. Yolcu ve yük taşımacılığında kullanılan bu teknedeki tek kapalı alan ambardı. Yelkeni ve elle kontrol edilen dümeni sayesinde manevra gücü oldukça fazlaydı. Küçük bir ayna kıçı olan takanın boyunun enine olan oranı fazla olduğundan, mukavemeti düşüktü. Bununla birlikte, stabilite ve yük hacmi yüksekti. Su altında kalan kısmı yuvarlak ve geniş olan teknenin suya giriş açısı silindirik olmakla birlikte, gövdenin üzerindeki su hattı bir eğri çizerdi. Omurgayla su hattı birbirini neredeyse tam dik açıyla keserdi. Bu dik iniş, güverte düzeyinde gaga adı verilen hoş bir eğri çizerdi. Yüklü teknenin su altında kalan baş bodoslama’sı ise, teknenin manevra kapasitesini artıran bir açıyla omurgayla birleşirdi. Omurgası sahile çekmeye elverişli bir genişlikteydi. Takanın sahip olduğu bu formun en önemli özelliği, borda çalımı’nın (teknenin ortasından itibaren baş ve kıç tarafa doğru çıkması) çok yüksek olmasıydı. Taka, bu özelliğiyle diğer Karadeniz teknelerinden ayrılırdı. Karadeniz sahillerinde artık taka yapılmıyor; ancak eskiden kalan ve halen yelken açan takalara rastlanıyor. Çektirme yapımına da son verilmiştir. Eskiden kalan birkaç çektirme halen taşımacılıkta çalışırken bazıları da iç aksamı restore edilerek, yat turizminde kullanılmaya başlamış.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catsTEKNE1

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Günümüzde Ahşap Tekne Yapımcılığı Geleneksel ahşap tekne yapımcılığı bugün Doğu Akdeniz ve Karadeniz ‘in bazı bölgelerinde sürüyor; ancak bu iş kolu da modernleşmenin etkisiyle hızla kayboluyor. Geleneksel ahşap tekne yapımcılığı artık son dönemlerini yaşı¬yor. Ülkemizin güney kıyılarındaki Bodrum, Marmaris gibi birkaç tersane ve tekne tezgahı dışında, bugün için geleneğin yine en canlı olarak yaşadığı bölge, Batı Karadeniz ve özellikle de Bartın ili. Bartın’a özgü çektirme tipi yük gemilerinin yapımı 1970’li yıllarda sona ererken, bölgedeki yapımcılık balıkçı teknelerine yönelmiş. Ancak son 15 yıldır balıkçılığın azalması ve kullanılan teknelerin de büyüklük gereği çelik konstrüksiyona yönelmeleri ahşap balıkçı teknesi yapımını iyice azaltmış. Bununla birlikte, yine aynı dönemde, yar turizminin ülkemize girmesiyle, bu bölgede ahşap gezinti teknesi yapımına geçilmiş. Mühendislik bilgisinin yetersiz olması, teknik eleman sayısının azlığı, yar tipleri ve donanımlarının yeterince bilinmiyor olması gibi eksiklikler, önceleri yar yapımının gelişimini engellemiş. Ancak yine de, bölgede yetişen ağaçların bolluğu, Karadeniz’e duyulan ilgiyi bir hayli artırmış. Bugün, yöredeki tezgahların büyük bölümünde geleneksel yöntemle kayık ve küçük balıkçı teknesi yapılırken az da olsa yar yapımına devam ediliyor. Bölgenin tek tersanesi olan Tekkeönü tersanesinde çalışan üçüncü bit grup yapımcı ise, 1987’den bu yana, geleneksel ustalıkla mühendislik teknolojisini birleştirmeye çalışarak, yat yapımını sürdürmektedir.
Bölgesel bir geleneğin yeni durumlarla uyum sağlayıp kendini geliştirmesi ve ürün verebilmesi, uygulanan yöntemin esnekliğiyle doğrudan ilişkili. İşte Bartın bölgesi ya da antik Paflagonya’daki tekne ustalarının İstanbul tersanelerinde çalışanlardan en büyük farkı, yaptığı işin sonuçlarıyla ilgileniyor olmaları. Bunun en iyi tanığı ise köy kahveleri. Karadenizli usta yaptığı tekneyi kullanmayı bilmekle kalmaz, aynı zamanda hem müşterisi hem komşusu olan. balıkçılarla, denizcilerle köy kahvesinde aynı masayı paylaşır. Şikayetleri dinler, övgüleri kabul eder. Bu söyleşilerden elde edilenler deneyimlerle bütünleşir. Ve aslında her yeni tekne bunlar sonucunda, geleneğin yeni bir yorumudur.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77
Mühendislik biliminin doğum yeri sayılan Eski Roma’da, geminin bir takım hesaplamalara dayanarak öncelikle kağıt üzerinde tasarlanmasıyla ilk olarak başlayan, tekniğin kuramsallaşması ve tezgahta duruma göre şekil alan geleneksel ahşap ustalığı yönteminden uzaklaşması süreci yüzyıllar boyu sürdü. Son 8 yıldır Tekkeönü’nde yaşanan süreç, en uç noktadaki modern gemi teknolojisiyle, büyük ölçüde soyutlanmış olduğu söylenebilecek yerel ahşap yapım tekniği arasında yüzyıllar önceki bu kopuşu gözler önüne koydu. Bu durumda akla gelen soru, böylesine bir uçuruma rağmen yar yapımında Karadeniz ustalarının neden yeğlendiğidir. Yanıt ise açık: Teknolojik gelişmeler hala ahşabın yerini alabilecek bir malzeme üretebilmiş değil. Seçenek olabileceklerden çelik çabuk paslanıyor ve nem yaparken, elyaflı plastik malzemeler morötesi ışınlardan etkileniyor. En önemlisi, hiçbir malzeme ahşabın sıcaklığına sahip değil. Dolayısıyla gezi amaçlı teknelerde ahşap en iyi yapı malzemesi.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catstekne2

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Ahşap “yaşayan” bir malzemedir. Homojen değildir, işlendikçe sürprizler çıkarır, iklime göre davranır, zamanla şekil değiştirir. Dolayısıyla ahşap, bilinen anlamda endüstriyel bir ürün gibi işlenemez; el ile çalışmayı, zanaatı gerektirir. Karadeniz ustalarını özel kılan ise kullandıkları ağaçların sağlamlığı ve tekniklerinin zor koşullara dayanabilmesidir.
Dolayısıyla gemi inşa mühendisi tekne yapımcılarının bölgeye gelmesi birçok yeniliği beraberinde getirmiş ancak ana iskeletin ve kabuğun yapımında geleneksel yöntemden vazgeçilmemiştir. Göze çarpan en önemli gelişme, teknenin yapısal elemanlarının larnine denilen bir teknikle birçok ince parçanın üst üste getirilmesinden elde ediliyor olması. Bu teknik ağacın suyuna adeta başka bir yoldan gidebilmeyi sağladı ve tek parça kütüğe mahkum kalmayı önledi. Böylece hem git gide azalan ağaç stokunun ekonomik kullanılması hem de ahşabın düzensizliklerden doğan zayıflıkların giderilmesi sağlandı. Bunun yanında yalancı forma kullanımı, aralama kaplama yöntemi, kalafat çekme uygulamaları değişikliğe uğramamıştır. Teknenin diğer bölümlerindeyse, güvertesinde ve iç mekanlarında gezi amaçlı kullanıma ilişkin bazı değişiklikler yapılmıştır. Örneğin artık güverte, kaymaması için vernik gerektirmeyen deniz suyuna çok dayanıklı tik ağacıyla kaplanmakta.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77
Evliya Çelebi, Katip Çelebi, Ulus’lu Hamdi Efendi ve daha birçok gezgin Paflagonya’da yapılan tekneleri görmüş ve gezi notlarında dile getirmişlerdir. Bu saptamaların en ilginç yanlarından biri tekneciliğin yörede çok yaygın olduğudur. Bugün de sadece kıyıdaki ustalar değil, iç kesimlerdeki orman köylüleri de ahşap teknenin neresinde hangi tür ağacın gerektiği, ormanın hangi bölgesinde bu ağacın yetiştiği, güneşe bakan tarafın mı yoksa rüzgar altındaki ağaçların mı uygun olacağı gibi bilgilere sahip. Ahşap tekne yapım geleneğinin etkileri kıyıdan iç bölgelere doğru yayılmış; günümüzde de kullanılan Kalafatçılar, Makaracılar, Demirciler, Gömü (Osmanlıca, yelkenci anlamında) köy isimleri buna kanıttır.

Sürmene Gemi Yapımcılığı

surmanzara

SÜRMENE MANZARA Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

 

Asırlardır babadan oğula geçen gemi yapımcılığı

Milattan önceki yıllarda Ceneviz, Venedik ve Malta korsan gemicilerinin Doğu Karadeniz’e kadar geldikleri tarihçe saptanmıştır.  Bu korsanlar yüzünden sahilde yerleşik düzen yoktu. Köyler iç kısımlara kurulmuştu. Yöreye gelen korsanlar yeni gemi yapmak ya da bozulan gemilerini onarmaları için en uygun yer yeni bir kumsala sahip olan MAHNO idi. Gemilerin yapım ya da onarımı için gerekli malzemeler iç kısımlarda kurulu olan köylerden temin edilirdi. Bu gemilerde çalıştırılan köylüler zamanla tahta kesesini ve çakmasını öğrendiler. Önceleri küçük sandallar sonraları ise mavnalar yapmaya başladılar.

Evliya Çelebi “Karadeniz’in Anadolu’ya en fazla girdiği bir körfez olan İspeloz (Sargona-Yeniay) mevkiinde tersaneler bulunur” demekte ve Mahno’da çok güzel ve sağlam mağonalar yapıldığını yazmaktadır.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Ayrıca Şevket Şakir, V. Curnet ve Bijikyan gibi yazarlarda eserlerinde Sürmene Limanı ve Sürmene’deki gemi yapımcılığına yer vermektedirler. Trabzon vilayet salnamelerinde ise “Sürmene’nin ehemmiyetini arttıran bir hususta fırtınalı havalarda Trabzon limanından kalkan ve Polathane limanını tutturamayan sandal ve sefainin (Geminin) barınmasına Salih-i tabii bir limana malik olmasıdır. Ancak bu limanda kurt tabir edilen bir nevi muzur balık bulunup sefaini hırpalamakta olduğundan kayıklar burada kalmaya esaret edemezlerdi denilmektedir.

Tabii bir limana sahip olan Sürmene’de gemi yapımcılığı da önemli bir gelişme göstermiştir. Vilayet Salnamelerinde “Diğer kazalardan celp olunan kerestelerle 500 – 15000 kilelik sefain inşa edilir, hatta sandal ve kürekleri dahi imal edilir” denilmekte, balık avcılığı için imal edilen ağların der Saadet ve Rumeli’nin bazı taraflarına nakledilerek, satıldığına işaret edilmektedir.

Mevcut kaynaklara göre Sürmene’de gemi yapımcılığının ne zaman başladığını saptamak mümkün değilse de mahalli kişilerin ifadeleri ve mevcut kaynaklar, gemi yapımcılığının asırlar öncesine dayandığını göstermektedir.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catsTEKNE YAPIMINDA

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

 

Mahalli kişilere göre Sürmene’de 8-10 m. boyunda mavna yapımcılığı ile başlayan deniz taşıt yapımı Gökçesu köyünden adlarını tespit edebildiğimiz Davutoğlu Yusuf, Yusufoğlu Sarı Ali, Apaz, Süleyman ve Yahya ustalarca yaygınlaştırılmış aynı, köyden Hacı Mehmet ve oğulları tarafından gemiciliğe dönüştürülmüştür.

Bu arada Girit’in Osmanlılarda olduğu dönemde Girit adasında Kulet tipi gemi yapımcılığı öğrenerek Sürmene’ye dönmüşler. Mahno’da gemi yapımcılığını oğul ve torunlarıyla yaygınlaştırara geliştirmişlerdir. Bunlardan Yahyaoğlu İsmail 550 tonluk en büyük Kulet gemi yapımcılığını “1932” yılı Mayıs ayında bugünkü Kuşluca ilkokulunun doğusundaki sahada gerçekleştirmiş ve gemi görenle denize indirilmiştir. Geminin adı “23 Nisan” olarak baş ve kıç taraflarına yazılmıştır.

Aynı geminin 1,23m. boyundaki maketi İsmail usta tarafından yapılarak donanmaya, yat gemisi yapılması için Ankara’ya gönderilmiştir. Bu gemiler Sürmene ve komşu ilçelerdeki ormanlardan temin edilen kestane ağacından yapılmaktadır. Dün olduğu gibi bugünkü gemi yapımcılığının merkezi olan Mahno’da (Yeniay ve Çamburnu) 1940’lara kadar 150-550 tonluk ahşap kulet gemi yapımcılığı hakimdi. Mahalli kişilerin ifadelerine göre 1940’lı yıllarda Soğuksu’dan İvyan (Yazlık) yalısına kadar 21 tezgahta gemi yapılmakta idi.

Küçük vasıflı balıkçı teknelerinin Gölonsa (Soğuksu) mevkiinde büyüklerininse Balıklı ve Yeniay yörelerinde yapıldığına işaret edilen Sürmene’de Soğuksu mevkiinde sahiden birkaç yüz metre içeride kayıkların yapılıp denize indirildiği yol da hâlâ durumunu muhafaza etmektedir.

Hicri 1321-22 tarihli Trabzon vilayet salnamelerinde Sürmene’de 239 adet büyük, 23 adet küçük olmak üzere 262 adet geminin var olduğunun kaydedilmiş olması, gemi yapımcılığının önemli ölçüde gelişmiş olduğunu göstermektedir.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Gemi yapımcılığında meslek, babadan oğula örenerek devam etmiştir. Temin edilen kereste geçmişte sadece balta, keser ve hızar gibi aletler kullanılarak şekillendirilmiş ve gem yapımcılığında kullanılmıştır. Gemi yapımında her hangi bir proje uygulanması söz konusu değildir. Ustalar atadan kalma yöntemleriyle sürdüre gelmişlerdir.

İlçede kullep gemi yapımcılığı zamanla yerini, taka ismi verilen balık ve yük gemisi ile alamedro denilen 16-22 m. büyüklüğündeki balıkçı teknesi yapımcılığına bırakmıştır.

catstekne231975 yılına kadar bu tür gemilerin yapımına devam edilen Sürmene’de, dalgalı denizlerde makinenin etkisiyle ağaç tekneler oynadığından bu tekneleri kalafat yaptırmak zarureti doğuyordu. Ayrıca son yıllarda tekne yapımı için yeterli ağacım temin edilemeyişi, teknik olanakların artması, ağaç gemi yapımcılığının gerilemesine bunların yerine daha dayanaklı, süratli, hafif ve yapım süresi daha kısa olan sac gemilerin yapımına geçilmesi zorunlu kılınmıştır.

Ahşap gemi yapımcılığının ilk mimarları arasında Kabaoğlu Yusuf’u oğul ve torunlarını, Kaya Aslan’ı oğul ve torunlarını, Mehmet Yavuz, Süleyman Sarıalioğlu, İsmail Yavuz, Ahmet Gelişli, Ahmet Kaya, Ömer Şahin (Giresun’da), Bayram Şahin ve kardeşi İzzet Şahin, Şerafettin Kaya, Hacıkürtoğlu, Yahyaoğlu İsmail ve kardeşi Ali’yi zikredebiliriz.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Bunların dışında tespit edemediğimiz, minnetle ve şükranla anabileceğimiz birçok usta yetiştiği Sürmene’de bugün, Çamburnu’nda Mehmet Yavuz’un oğlu Kahraman Yavuz, Ali İhsan Kaba, Ahmet Kaya’nın torunu Ali Çakır, Ahmet Ali Kabaoğlu ve Yakup Gelişli’nin oğulları kıyı balıkçılığı için kullanılan daldabaş denilen teknelerin; Muzaffer Kaya ve Mustafa Çorum ise 16-22 alamedro denen ahşap balık teknelerinin yapımını sürdürmektedir.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Yeniay’da ise Rasım Başaran ve Celal Karakuş kıyı balıkçılığı için kullanılan baldabaş yapımcılığı, Remzi Türen ve Ferhat Eyüpoğlu ise 16-22 metrelik alamedro yapımcılığını sürdürülmektedir.

Ahşap gemi yapımcılığı için görüştüğümüz günümüzdeki ustalardan Rasım Başaran, Ali İhsan, Kaba ve Rıfkı başaran geçmişte ve şimdiki gemi yapımcılığını şöyle anlattılar;

Geminin yapımında kullanılan kestane ağaçları genelde Sürmene çevresindeki şahıs ormanlarından temin edilirdi. Devlete ait ormanlardan hiç yararlanamazdık. Bazen Yomra’dan da ağaç temin edilme yoluna gidilirdi.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catstekne233

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Geminin yapımına boy uzunluğuna göre omurgadan başlanır. Kendimize göre ölçümüz vardır. Omurganın su kesimi (Kurozluk) nin ne kadar dar suya batacağı pervanenin büyüklüğüne göre hesaplanır. Omurga yapımından sonra baş bodoslama yerine monte edilir. Kıç bodoslaması da yerine konduktan sonra alt kısmının döşekleri yapılır.

Bundan sonra gemi 4’e bölünerek 3 ana bostan önce monte edilir. Forma denilen ahşap çubuklar her taraftan 6 sıra halinde o bostalara boydan boya monte edilir. Bu çubukların çakılmasından sonra geminin asıl yapımı başlar.

Bu safhada geçeriz geminin karşısına, bizim gözümüz bu aşamada işe yarar. Gözümüze uygun gelmeyen yerleri değiştiririz. Bu değişiklikler gerekirse ana bostalarda da yapılır. Şayet gemiyi baştan daha kalın yapmak istiyorsam ana bostayı şişirmem, ince yapmak istiyorsam inceltmem gerektiğine karar veririm.

Yapılacak olan geminin eni, boynun %30’u olarak hesaplanarak yapılır. (20m.’ye 6m. gibi) Genişlik ölçüsü önemlidir. Sipariş veren kişi yaptırmak istediği geminin enini 8.20 m. olarak istemişse aynı ölçüde gemiyi yaparız. Olmaz (yapamayız) ifadesini kesinlikle kullanmayız. O ölçüyü muhakkak uyarlarız. Gemiyi yaparken dengede durup durmayacağı aklımızdan geçmez.

Formaları sabitleştirdikten sonra sıra kaburga eğrilerinin teminine gelir. Bu eğrileri çevre ormanlarından bin bir güçlükle temin ederiz. Kullanılan formalara göre eğriler ayarlanır. Aralıkları net 18 cm. olacak şekilde monte edilir. Bu aralıklar boy uzunluğuna ve kerestenin kalınlığın agöre değişebilir.

Bundan sonra parampet(güverte üstü) kısmının yapımına geçilir. 40 cm. aralıklarla parambelerin tonozları konur. Güvertenin hesabı da kendi yöntemlerimizle derinliği boyuna göre hesaplanarak yapılır. Halk diliyle iple yakası çekilerek güverte hesaplanır denir. İşte anlayanlar gemiye baktığında bu gemiye yaka verilmemiş ya da şu geminin çok güzel yakası var şeklinde ifade kullanılır.

catstekne236

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Bu hesaplamadan sonra geminin etrafı 3-4 sıra halinde kalınlığı boyuna göre değişen bağ ağaçlarıyla sarılır.Sıra geminin tıraşlanmasına (postaların ve kemerlerin düzeltilmesine) gelir. Bu işlem keser ve ayak keseri ile yapılır. Sonra ahşap kaplamalara geçilir. Güverte ve karın kısmının döşemesi yapıldıktan sonra keser ve rende ile temizlenir. Kamerası ve dümen köşkü tamamlandıktan sonra kalafat yapmaya geçilir. Tahtaların arasına sıkıştırılan pamuk boyanır. Geminin diğer kısımlarına üç kat macun çekilerek istenilen renkte boyanır daha eski yıllarda kalafat için çekilen pamuk ziftle boyanarak gemi denize indirilirdi.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Geminin yapımı esnasında çekilen en büyük zorluk kereste teminidir.

Geminin en zor yapılan kısmı ise kafes (kasnak) kısmıdır. Yapım esnasında ve ağaçların temin edilip hazırlanmasında kara hızar, balta, keser (normal keserden daha kavislidir) el rendeleri, ayak keseri (kazma gibi iki elle çalışır) kol hızarı, el çevirmeli burgu, şakul, metre, su terazisi (gemi boyu uzun olduğundan beyaz plastik boru su doldurularak terazi kullanılır) ve ek yerlerine kavela denilen ağaç çiviler (metal çivilerin tutmayacağı yerde kullanılır) den yararlanılır.

Yapım esnasında kullanılan malzemelerin değişik isimleri vardır:

Bağlantılar yapılırken kullanılan köşeli ağaçlara pracal denir. Bu ağaçlar bağlantıları sağlamlaştırmak için kullanılır.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Geminin omurgasını kaburga eğrilerine bağlamak için direk tabanı denilen bir ağaç kullanılır. Direk bu ağaca bağlanır.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Baş bolosdamasını direk tabanına bağlayan yarım ay şeklindeki ağaca akrep denir. Ayna bitimine konan, yerine en zor monte edilen bu tahtaya padişah tahtası denir. Omurganın hemen başlangıcına konan tahtaya kadobel tahta denir. Bu tahtalar yerine monte edilmeden ateşle eğilir ve fazla açmaz, kalafatı da kolay olur.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Güvertenin baş omuzluklarının iç kısmına konan onmalarla süslenmiş olan yarım ay şeklindeki ağaca kucaklama ağacı denir. İki tarafı birbirine bağlayan bu ağaç bizzat ustabaşı tarafından yerine konur.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catstekne278

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

ADETLER:

Geminin yapımına başlarken tatlı ikram edilir. Her zaman olmasa bile kurban kesilir. Denize indirilirken de kurban kesilir. Kurban geminin içinde ve ya yanında kesilip geminin etrafında 7kes döndürülerek duası yapılır. Kurbandan çıkan ilk kan geminin baş kısmına başta olmak üzere muhtelif yerlerine sürülür. Kurban eti ise geminin suya indirimine yardım edenlerce yenir.

Nazarlık olarak gemiye mavi boncuklardan yapılmış sarımsaklı eşyalar takılır. Gemi denize indirilmeden siparişi veren, ustalardan helallik alır. Helallik alınmadan gemi suya indirilmez. Bu hususta hizip çıkmamasına özen gösterilir. Helallik işlemi bittikten sonra geminin baş felenkinin yanına gelinir. Gemiyi yapanlar mal sahibi gelsin felenk çıkmıyor. Ancak onun gücü felenki çıkarır şeklide sözlerle mal sahibi bahşiş vermeye zorlanır bu esnada alınan bahşiş işçiler arasında pay edilir.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

      ÇEŞİTLERİ:

İlçede bugüne kadar yapılan büyüklü tekne ve gemi çeşitleri şunlardır:

  Pot: Ağ sararken kullanılır.

Padalya: Alamodro ve çektirmelerde dışarı çıkmak için kullanılır.

  Sandal: Güvertede saklanan cankurtaranlardır.

           Baldabaş: Kafada dalavarsız (düz) baş sivridir. Balık sargısı için kullanılır.

   Şık: Boyu 15-21 karış(bir karış 22.5 cm) tır. Ayna kıç(kıçı ayna) dır. Yani düzdür. Kızılırmak’ta tutulan Mersin balığı avcılığında kanca taşıyıcı olarak kullanılır. Yapımında en fazla iki usta çalışabilir ve 15 günde yapılır.

Çırnık: 32 karış büyüklüğündedir. Misinalarla istavrit ve barbon avı için kullanılır. 1.5 ayda yapılabilir.

   Kullep: Kıçı yuvarlak, başı kakalıdır. İlçede yapımı Girit’in Osmanlı’lar da olduğu dönemlere rastlar. Muhtelif tonajlarda yapılmıştır. (150-600 tonluk) Bugün kullep gemi yapabilecek eski ustalardan Salim Kaya ve Ali İhsan Kabaoğlu yaşamını sürdürmektedir.

  Balıkçı Takaları:  Kıçları yarım ayna, başı baltadır. Kürek ve yelkenle hareket ederler. Boyları 38-42 karış arasında değişir. Daha sonraları bunlar aynı şekilde büyütülerek karga burun şekline sokuldu. Kıçlar aynı kaldı boyları 55 karışa çıkartılarak çift motor kondu ve yük taşıyıcı olarak kullanılmaya başladı. 4 ayda tamamlanabilir.

  Çektirme: Şekil olarak çırnık tipidir. Ondan biraz daha kamburumsudur. Yük için kullanılır bugün kum gemisi olarak kullanılmaktadır.400 tonluk olanı yapılmıştır. 5-6 usta bir yılda yapabilir.

 Alamodra: balık ağı taşıyan, günümüzde de balık avlamak için kullanılan, kıçları karpuz başları balta boyları 22 m. olan gemi tipidir. 4 usta 5 ayda yapabilir.

Bugün yapılan sac gemilerde kıçı ayna olarak değiştirilerek aynı şekilde yapılmaktadır. Gemicilikte kullanılan adlar babadan oğula kalma ve yöreseldir.

 ÖZET:Ahşap tekneler, deniz içinde kullanıldıklarından ötürü açık hava koşullarına dolayısıyla, güneş, yağmur, deniz suyu, dalga kuvveti, rüzgar vb. bir çok olumsuz faktörün etkisine maruz kalmaktadırlar. Bu nedenle, uzun yıllar hizmet verebilmeleri için konstrüksiyonel olarak sağlam olmaları, üretimlerinde kaliteli malzemelerin kullanılması ve iyi bir işçiliğin uygulanması gerekmektedir.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catstekne2365

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

 GİRİŞ

Ahşap, insanların ilk çağdan beri kullandığı organik bir malzemedir.   Bu malzemeden zaman içerisinde çok sayıda madde ve mamul üretilmiştir. Neredeyse bugün hiç kimsenin ahşap ve ahşap ürünlerinden soyutlanarak yaşaması mümkün değildir. Polimer kimyasının ürünü olan sentetik maddelerin geliştirilmesi ve bazı alanlarda ahşap malzemelerin yerine kullanılmaya başlanmasıyla ahşabın önemini kaybedeceği ve zaman içinde kullanımının azalacağı iddiaları ortaya atılmış olmasına rağmen, ahşap tercih edilmeye devam etmiş, fert başına düşen ahşap tüketimi bütün dünyada sürekli olarak artmış ve artmaya devam etmektedir. Bunun başlıca nedeni, hiçbir malzemede birlikte bulunmayan bir çok üstün özelliğe ahşabın topluca sahip olmasıdır (Özen, 1996).

Altı binden fazla kullanım alanına sahip olduğu bildirilen (Bozkurt, 1982) ahşap malzemenin kullanım alanlarından birisi de araştırma konumuzu teşkil eden ahşap tekne imalatıdır. Masif ağaç veya kereste, ahşap tekne imalatı endüstrisinde daima birincil malzeme olmuştur. Günümüzde, tekne yapımında kullanılan malzemelerden hiç biri heterojen özellikteki estetik yapılı ahşabın yerini alamamıştır.Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

catstekne2658

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Tekne yapımında kullanılan ahşabın alternatifi olan malzemelerden çelik, korozyonel bir materyal olmasından; elyaflı plastik malzemeler ise, mor ötesi (UV) ışınlardan etkilenmelerinden ötürü sakıncalıdırlar. Fiber glass kullanımı, özellikle kalıp yardımı ile tekne kısmının şekillendirilmesinde, hem kolaylık hem de az işçilik gerektirdiği için cazip olmaktadır. Ancak, fiberden yapılan tekneler, gerek dayanım açısından gerekse seri üretimin kaçınılmaz sonucu olan tekdüze dizayn açısından (aynı tip modelden onlarca, hatta yüzlercesinin olması gibi), tüketiciye monotonluğun verdiği bir itici faktör olarak yansımıştır. Sonuç olarak, tüketici eğilimi kaliteli, özgün ve orijinal çalışmalar üzerinde odaklaşmakta olup, bu ise tüketici davranışına; alternatif malzemelere oranla yapısı daha estetik olan ahşap malzemenin seçilmesi olarak yansımaktadır. İşte bu olumlu özelliklerinden ötürü ahşap malzeme, günümüz tekne imalatı endüstrisinde alternatifi olan diğer malzemelere oranla halen daha iyi bir konumdadır (Kaygın, 2002).

Bu çalışmanın amacı, ahşap tekne konstrüksiyonu hakkında bilgi vermek ve bu yolla ahşap malzemenin artan önemine bağlı olarak, bu malzemenin yanlış kullanılmasının çok büyük ekonomik kayıplara yol açacağı gerçeğinden  de  yola  çıkarak  ahşap  malzemeden  en  az zayiatla  ve optimum verimle  yararlanma  yollarının araştırılmasına katkıda bulunmaktır.

catstekne2365

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

 

  1. AHŞAP TEKNEYİ OLUŞTURAN ELEMANLAR

Ahşap tekne yapımında, tekne konstrüksiyonunun daha iyi anlaşılması için tekneyi oluşturan elemanların neler oldukları ve ne amaçla kullanıldıkları bilinmelidir. Aşağıda kısaca tanıtılacak bu elemanların tekne orta kesitindeki yerleri Şekil 1’de görülmektedir.

  1. Ana posta
  2. Dış Kaplama3. Omurga
  3. Balast Omurga
  4. Şiyer Kuşağı
  5. Sintine Stringeri
  6. Döşekler8. Kemere
  7. Güvertealtı Tunalisi
  8. Güverte Kaplaması
  9. Güverte Stringer Tahtası
  10. Üst Yapı
The post TEKNE YAPIMINDA KULLANILAN AHŞAP MALZEMELERİN FİZİKSEL VE MEKANİK ÖZELLİKLERİ first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/tekne-yapiminda-kullanilan-ahsap-malzemelerin-fiziksel-ve-mekanik-ozellikleri/feed/ 0
Ahşap evler, betonarme ve prefabrik evler ile kıyaslandığında http://www.hazarahsap.com.tr/ahsap-evler-betonarme-ve-prefabrik-evler-ile-kiyaslandiginda/ http://www.hazarahsap.com.tr/ahsap-evler-betonarme-ve-prefabrik-evler-ile-kiyaslandiginda/#respond Tue, 06 Jan 2015 13:23:17 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=1837 Ahşap evler, betonarme ve prefabrik evler  ile kıyaslandığında, öne çıkan en büyük avantajı depreme en dayanıklı yapılar olmalarıdır. Öte yandan ahşap evlerin ömrü en az 80-100 yıl olmakla birlikte kesin olarak bir süre tayin edilememektedir. Betonarme evlerde ise bu süre, betondaki karbonatlaşma ve demirdeki korozyon nedeniyle ortalama 60 yıl, prefabrikte ise ortalama 30 yıldır. Ahşap ...

The post Ahşap evler, betonarme ve prefabrik evler ile kıyaslandığında first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
ahşapev

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

Ahşap evler, betonarme ve prefabrik evler  ile kıyaslandığında, öne çıkan en büyük avantajı depreme en dayanıklı yapılar olmalarıdır. Öte yandan ahşap evlerin ömrü en az 80-100 yıl olmakla birlikte kesin olarak bir süre tayin edilememektedir. Betonarme evlerde ise bu süre, betondaki karbonatlaşma ve demirdeki korozyon nedeniyle ortalama 60 yıl, prefabrikte ise ortalama 30 yıldır. Ahşap evler mükemmel ısı izolasyon özelliği sayesinde enerji tüketiminde tasarruf sağlar. Ahşap nem çekme özelliğine sahiptir ve havayı filtre eder. Bu sayede rutubet, nem gibi sorunlar yaşanmaz. Bundan dolayı ahşap duvarlar “nefes alan duvarlar” olarak da anılmaktadır.

Ayrıca ahşap evler insan sağlığına zarar veren elektromanyetik dalgaların belli bazı türlerine karşıda güçlü bir yalıtkan vazifesi görür. Ahşap evlerin mükemmel ısı yalıtım özelliği, ses emme kabiliyeti, elektrostatik yük aldırma ve düşük seviye elektrik iletkenliği göz önüne alındığında ahşap evler konforlu bir yaşam alanı yaratır. Yenilenebilir bir ham madde olan ahşap sayesinde, yapılar karbondioksit (CO2), sera gazını emerler ve böylece çevreye de önemli bir katkı da bulunmuş olurlar.

ahşapop

Hazar Ahşap İşleme Merkezi 0212 670 11 77

 

The post Ahşap evler, betonarme ve prefabrik evler ile kıyaslandığında first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/ahsap-evler-betonarme-ve-prefabrik-evler-ile-kiyaslandiginda/feed/ 0
Bir Yapı Malzemesi Olarak Ahşap In Önemi http://www.hazarahsap.com.tr/biryapi-malzemesi-olarak-ahsap-in-onemi/ http://www.hazarahsap.com.tr/biryapi-malzemesi-olarak-ahsap-in-onemi/#respond Tue, 06 Jan 2015 12:59:12 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=1829 Bir yapı malzemesi olarak ahşap, Anadolu’da binlerce yıllık bir geçmişe sahip. Hımış gibi çok önemli bazı yapım sistemlerinin Anadolu kökenli olduğu söylenebilir. Ayrıca ahşap geçmişte sadece konut inşaatında değil köprü yapımında, anıtsal binalarda da kullanılmış. Şimdi ise sıcak ve güzel ama modası geçmiş, eski, dayanıksız bir süsleme malzemesi olarak algılanıyor. 300 yıl ayakta kalmış ahşap ...

The post Bir Yapı Malzemesi Olarak Ahşap In Önemi first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
ahşap

Bir yapı malzemesi olarak ahşap, Anadolu’da binlerce yıllık bir geçmişe sahip. Hımış gibi çok önemli bazı yapım sistemlerinin Anadolu kökenli olduğu söylenebilir. Ayrıca ahşap geçmişte sadece konut inşaatında değil köprü yapımında, anıtsal binalarda da kullanılmış. Şimdi ise sıcak ve güzel ama modası geçmiş, eski, dayanıksız bir süsleme malzemesi olarak algılanıyor.

300 yıl ayakta kalmış ahşap yapılar yıkılıp yerlerine betonarme taklitleri inşa ediliyor. Bunun karşısında Batı ahşabı yeniden keşfediyor. Başka malzemelerin yetersiz kaldığı birçok mimari sorunu çözebilen çağdaş bir mühendislik malzemesi olarak görüyor. Bugün ahşap ile 150 metrelik açıklıklar kolonsuz geçiliyor. Betonarme binaların yangından kaçma koridorları ahşaptan yapılıyor, aşırı rutubetli ortamlarda yüksek hizmet ömrü nedeniyle ahşap kullanılıyor.

 “Çevreyi korumak için ağaçları kesin?”

 Bu Birleşmiş Milletler Avrupa Çevre Komisyonunun bir basın bülteninin başlığı. Tabii ki insanlara “hadi gidin önünüze gelen bütün ağaçları kesin “öğüdünü vermek için yazılmamış. Ahşap kullanmanın ne kadar çevreci bir davranış olduğunu anlatan bir makale.

Ahşap, kaynağı yenilenebilen tek yapı malzemesidir. Bu özelliği, üretimi ve işlenmesi için az enerji istemesi (aynı miktar alüminyumun ellide biri kadar), dönüşebilir olması ve üstün ısı yalıtım özellikleri ile birleştirilince onu çağımızın çevre ve enerji sorunlarına en iyi cevap veren malzemesi yapıyor. Bilinenin aksine ahşap kullanmak ormanların yaşamasını sağlar. Nitekim kişi başına ahşap tüketimi fazla olan ülkelerde orman alanları devamlı çoğalmakta.

 Yanan ama yangına dayanıklı bir malzeme

Genel kanının aksine ahşabın yangına direnci beton ve çelikten üstündür. Bugün ABD’nde kapalı spor salonu gibi büyük kalabalıkların bulunacağı yerlerin, yangın tehlikesine karşı ahşap karkas olarak

Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul inşaatlarına gidilmekte, aynı nedenle çelik konstrüksyonlar ve ahşap yapılarda kullanılan çelik bağlantılar, ahşap ile kaplanmaktadır. Yangının başlama nedeni hiçbir zaman ahşap değildir ve ısı geçirmeme,kömürleşme özellikleri nedeniyle ahşap-karkas yapının büyük yangınlara ne kadar dayanabileceği kesin olarak hesaplanabilmektedir. Ahşap yapılar yangına 30-90 dakika dayanabilecek şekilde tasarlanabiliyor. Ancak çıplak çelik konstrüksyon (çeliğin genleşme katsayısının yüksekliği nedeniyle) çok kısa bir sürede eriyerek taşıma gücünü tamamen kaybedebiliyor. İnanmıyorsanız bir yangın sonrası ahşap ve çelik çatı elemanlarının durumunu gösteren fotoğrafa bakın

Ekki, Azobe2

 Çürür ama uzun ömürlü

Bütün yapı malzemeleri zamanla eskir. Çelik paslanır, plastik kırılganlaşır. Ahşabın da birçok biyolojik düşmanı vardır. Mantarlar bakteriler, böcekler ve termitler. Bunlardan bir kısmı ahşabın tamamen yok olmasına bazıları ise sadece görüntü bozukluklarına neden olur. Çürüme, ağaç hücre duvarlarının belirli mantarlar tarafından tahrip edilmesi sonucu, ahşabın taşıma gücünün tamamen veya kısmen yok olması demektir. Ahşap yüzeyde görülen bütün bozulmalar çürüme değildir. İngiltere’de,2800 yıllık mezar odası ve 1 yılda çürüyen cephe kaplaması

Gordion’un 2800 yıllık mezar odası, Polatlı’nın Yassıhöyük köyünde sapasağlam dururken 300 yıllık bir yalıyı “restore” edip, ahşap cephe kaplamasını bir yıldan az bir sürede çürütebilmeyi nasıl becerebiliyoruz?

Geleneksel ahşap koruma yöntemleri “doğal dayanıklılık” ve “kuru tutma” prensiplerine dayanmaktadır. Geleneksel yapılarda çürüme riski yüksek olan ya da taşıyıcı olarak kullanılan ahşap malzemenin meşe, kestane gibi doğal dayanıklı türlerden seçildiğini görüyoruz. Ahşabı kuru tutmak için de geniş saçaklar, su basman seviyesine kadar duvarların taştan yapılması gibi önlemler alınmıştır.

20.Yüzyıl inşaat sektörüne yeni malzemeler yeni teknolojiler getirmiştir. Ancak bu yenilikler doğru kavranıp doğru uygulanmadıkça problemlerin çözülmesine katkıda bulunmadığı gibi yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yaşam biçiminin değişmesi sonucu evlere su tesisatının girmesi, çamaşır makinesi gibi aletlerin kullanılması konutlarda üretilen su buharını arttırmış, ısı yalıtımının moda olması da bu su buharının yapı içinde hapsedilmesi sonucunu doğurmuştur. Ahşap ıslanıp, kısa sürede kurursa çürümez, ama ısı izolasyon malzemelerinin özellikle çatılarda ahşabın kurumasını engellemesi yeni bir sorunu ortaya çıkarmıştır: çatı ahşabının çürümesi. Son yüzyılda gelişen kimya endüstrisi de olağanüstü özelliklere sahip yeni boyalar, vernikler, poliüretanlar, epoksiler… üretmiştir. Bu ürünlerin çokluğu ve çeşitliliği ise kavram kargaşasına neden olmakta, doğru ürünü seçmemizi zorlaştırmaktadır. Ahşap zemin üzerine uygulanacak bir ürünü seçerken aşınmaya karşı dayanıklılığı, dış cephede kullanılacak bir ürünü seçerken ise elastikliği, güneşe dayanıklılığı gibi özelliklerin aranması gerekir. Özet olarak bütün bu yenilikler geleneksel koruma yöntemlerinin sınırlarını zorlayarak ahşap endüstrisinin yeni koruma teknikleri geliştirmesine neden olmuştur.

 Çam ağacından üretilmiş bir ahşap pencerenin hizmet ömrü ne kadardır?

Tam 60 yıl! Tabi ki onu uygun önkoruma işleminden geçirmişseniz. İngiltere’ de PVC pencereler için verilen hizmet ömrü ise sadece 15 yıl!

Ahşap önkoruma ahşabın bünyesine, onu zararlı mantar ve böceklerden koruma amacı ile, çeşitli kimyevi maddelerin emdirilmesi işlemidir. Bu işlem ahşap malzemeye inşaata monte edilmeden önce ve bir kez uygulanıyor ve ahşap malzemenin hizmet ömrünün en az binanın hizmet ömrü kadar olmasını sağlıyor. Ahşap önkoruma işlemi belli bir teknoloji. Ahşabın cinsi, kullanılacağı ortam ve ondan beklenen hizmet ömrüne göre kullanılması gereken maddeler ve uygulama yöntemleri farklı. Bazı durumlarda önkoruma maddeleri ahşaba özel bir tesiste basınç altında uygulanmalıdır (Resim 3), bazı durumlarda ise basit bir daldırma işlemi yeterli olabilir. Ancak nalburdan, teneke içinde alınıp fırça ile sürülen mamuller “ahşap önkoruma” kavramının dışında tutulmalıdır. Önkoruma ahşabı belirli bir hizmet ömrü olan, güvenilir ve çağdaş bir yapı malzemesi haline getiriyor. Uygulanacak önkoruma maddesinin ve yönteminin seçilmesinde üç faktör önemlidir. Ahşabın cinsi, kullanılacağı ortam ve tasarlanan hizmet ömrü.

 Ahşap “çalışır” ama boyu uzayıp kısalmaz.

Su, ahşaba sadece dışarıdan gelen ya da ağacın su iletme işlevinden artakalan bir yabancı madde değil, onun asıl bileşenlerinden biridir. Ahşaptaki suyun bir miktarı (%25-30) ahşap liflerine kimyasal olarak bağlıdır. Ahşaba yöneltilen eleştirilerden biri ahşabın çalışması yani ıslanma yada ortam rutubetinin değişmesi ile boyut değiştirmesidir. “Pencerenin döndü iyi kapanmıyor, ya da yağmur yağdı şişti açılmıyor” gündelik hayatta sık duyduğumuz şikayetler. Ancak ahşabın seçimi, kurutulması ve ahşap elemanın tasarımı doğru yapılıyorsa bu problemler ile karşılaşılmaz. Her malzemenin çalıştığı unutulmalıdır. Ahşap ısı ile boyut değiştirmez, ısı ile yumuşayıp sertleşmez. Sadece su ile ve sadece enine kesitlerde bir çalışma söz konusudur. Su ile bile ahşap boyuna çalışmaz. İşte bu nedenle çok büyük açıklıklar geçmede ahşap, tasarımcıya büyük olanaklar sağlar. Ahşabın nem ile boyut değiştirirken “dönmesi” boyuna kesitinde liflerin düzgünlüğüne, dikkat edilerek, yapılan iş için bu problem çok önemli ise “çeyrek kesim” kereste kullanarak önlenebilir .

20.000 değişik doku ve renk seçeneği Ahşabın bir önemli özelliği de birbirinden farklı binlerce türü olması. Dünyada 20.000’in üzerinde ağaç türü var, iyi araştırılırsa yapılacak işe uygun tür mutlaka bulunur. Ağaç türleri; renkleri, dokuları, sertlikleri, taşıma kabiliyetleri, dayanıklılıkları, boya tutma kabiliyetleri, kurutulma kolaylıkları, lif düzgünlükleriyle birbirlerinden ayrılırlar. Yumuşak ağaç / sert ağaç sınıflandırmasına da dikkat etmek lazım. Yumuşak ağaçlar iğne yapraklı, sert ağaçlar ise geniş yapraklı ağaç anlamına gelir. Sert ağaçlar her zaman sert değildir. Örneğin kavak sert ağaç türüne girer,sedir ise bir yumuşak ağaçtır. Aynı tür ağaca değişik ülkelerde değişik isimler verilmektedir. Söz edilen türden emin olmak için türün Latince ismi bilinmelidir.

 Bakım yapılabilen, tamir edilebilen bir malzeme

Ahşap aslında güzel yaşlanır. Güneşin etkisi ile rengi solar, grileşir. Rüzgâr ile taşının toz toprak yüzeyini aşındırır ve aşırı olmadığı zaman hoş bir görüntü oluşur. Ancak bu eskime zamanla güneş ve yağmurun etkisi ile çatlamalara ve elyaf kaybına neden olabilir. Yüzeyde küf oluşabilir, çatlaklarda pislik birikir, çatlağın büyümesi ile içeriye su bile girebilir. Ahşabı bu tür bozulmalardan korumanın yolu yüzeyi bir “yüzey koruyucu” ile kaplamaktır.

Doğru yüzey koruyucuyu seçmek için ilk önce yüzeyi neden koruduğumuzu belirlemeliyiz. Ahşap o kadar değişik amaçlara hizmet eden bir malzeme ki, bu seçim her zaman o kadar kolay olmayabilir. Ahşap zeminde kullanılacaksa, mekanik darbelere, aşırı aşınmaya karşı dayanıklı poliüretan esaslı malzemeler, dış cephede kullanılacaksa güneşe ve dış ortam şartlarına dayanıklı esnek ve nefes alan dış ortam boyalarını seçmeliyiz. Çok geçerli bir nedeniniz yoksa, dış cephede kullanılan ahşap üzerine hiçbir zaman tamamen şeffaf ve renksiz vernik uygulanmamalıdır. Renksiz ve şeffaf vernikler ahşap yüzeyi mor ötesi ışınların etkisine karşı koruyamazlar. Bu verniklerin bazıları güneşe karşı ultra viyole filtreleri içerirler, ancak bu katkıların ömürleri dış ortamda kullanılan ahşap için yeterli değildir. Bu tür vernik ve cilalar ancak yapı içinde kullanılan mobilyalarda renk değişmesini önleyebilirler. Dış cephede kullanılabilen şeffaf boyalarda muhakkak bir renk vardır. Bunlar, zamanla UV-filtresi etkisini kaybetmeyen doğal metal oksit pigmentler içerirler.

aahsa

Nefes alan boyalar, boyanan yüzeyde suyu geçirmeyen fakat su buharını geçirebilen bir boya tabakası oluşturabilen ürünlerdir. Bunlar su buharı geçirgenliği yüksek mikrogözenekli boyalar olarak da tanımlanabilirler. Dış ortamda kullanılan ahşabın yağışlar ve havadaki rutubet değişmeleri nedeniyle çalışması ya da ufak bir darbe alması sonucunda yüzeyde oluşabilecek ufak bir çatlak ahşabın ıslanmasına neden olabilir. İşte boya tabakası altındaki ahşabı ıslatan bu suyun kısa sürede kuruması, boyanın ve ahşabın ömrü için çok önemlidir. Ahşabın uzun süre ıslak kalması hem boyanın dökülmesine hem de ahşabın çürümesine neden olur. Bezir yağı, dolgu malzemeleri ve özellikle macun, dış ortam boyalarının en büyük düşmanlarıdır. Genelde son görüntünün düzgün ve pürüzsüz olması istendiğinden boya öncesi planya ve zımpara önerilse de, dış ortamda yüzey ne kadar pürüzlü ise boya ömrü de o kadar fazladır. Kumlanmış ya da sadece şeritten geçmiş dış cephe kaplamaları üzerinde boyanın hizmet ömrü çok daha uzundur. Güneşten etkilenmiş yüzeylerde (solmuş ya da kararmış) boya performansı kötüdür. Ahşap malzeme boyanmadan doğa şartlarında bekletilmemeli, güneşten etkilenmiş yüzeyler ise boyanmadan önce iyice zımparalanarak solmuş ya da kararmış tabaka tamamen kaldırılmalıdır. Budaklardan reçine sızmasını engellemek ya da boya sökmek için yüzeyin yakılması da boyanın hizmet ömrünü azaltır. Yanmış yüzey boyanın ahşaba nüfuz etmesini engeller ve ömrünü kısaltır.

 En önemli konu doğru tasarım,

Tabii her malzemeyi kullanırken malzemenin özelliklerini bilip ona göre tasarım yapmak önemlidir. Mesela ahşapta köşeler keskinse boya tutmaz. Diyelim ki biz bir ahşap pencere yapıyoruz ve en iyi ahşabı kullandık, ön koruma işleminden geçirerek penceremizin çürümeyeceğini garantiledik, üstüne de en iyi boyayı sürdük acaba bu yeterli mi? Eğer bizim ahşap penceremizden içeri su ve rüzgar giriyorsa bu yaptığımız işlemlerin hiçbir faydası kalmaz. Bunun için doğru sızdırmazlık fitilleri ve doğru cam montaj macunları veya fitilleri kullanmamız lazım. En büyük hatalardan bir tanesi yanlış fitil konulmasıdır. Çünkü içeriye suyun girmesine sebep olur. Isıcam kullanıyoruz ısı yalıtımı için, Şişecam’ın ısıcam montaj broşürüne baktığımız zaman ısıcamı ahşaba takarken, camın her iki tarafında 3 mm boşluk bırakın ve macunla doldurun dediğini görüyoruz. Ama biz ne yapıyoruz? Cam yuvasını cam kalınlığından sadece bir mm. daha geniş yapıp üzerine silikon macun sürüp işi bitiriyoruz. Silikon tabakasında en ufak bir çatlak içeriye su girmesine, kanadın şişmesine, dönmesine neden olunca da “ahşaptır bu çalışır” deyip işin içinden sıyrılıyoruz.

 Ahşap canlı mı?

Acaba Türk ya da Anadolu kültürünün ahşap ile ilgili özel bir ilişkisi mi var? Halk arasında “ahşap canlıdır”, “ahşabı öldürmek” gibi deyimlerin kullanılması, boyut değişmesine “çalışma” denmesi çok ilginç. Ahşap günlük hayatımıza o kadar yoğun bir şekilde girmiş ki, onu bir türlü, bir yapı malzemesi, bir mühendislik malzemesi olarak algılayamıyoruz galiba.AHŞAP MÜKEMMEL BİR MÜHENDİSLİK MALZEMESİDİR.  Bu gerçeği kabul edip, çağımızın getirdiği yeni teknolojilerle ahşabı yeniden tanımalı ve onu doğru kullanmayı yeniden öğrenmeliyiz, bir an önce. Unutmayalım! Geleceğimizi ahşap ile inşa edeceğiz.

woodenhandplane_7

The post Bir Yapı Malzemesi Olarak Ahşap In Önemi first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/biryapi-malzemesi-olarak-ahsap-in-onemi/feed/ 0
NEDEN AHŞAP http://www.hazarahsap.com.tr/neden-ahsap/ http://www.hazarahsap.com.tr/neden-ahsap/#respond Tue, 06 Jan 2015 11:52:02 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=1825 Ahşabı Tercih Etmeniz İçin 14 Gerekli Neden. 1 – Ahşabın ağırlığı az olduğundan temele binen yükte azdır. 2 – Ahşap malzemeler farklı iklim koşullarına dayanabilir. İşlem görmüş tahtalar dahi kullanılabilir. Çelik bir yapı 10 dakika da çökebilirken ahşap yapılar bize en az bir saatlik bir sürede kaçarak kurtulmaya zaman tanıyor. Ahşap kimyasal sıvılar ile işlenerek ...

The post NEDEN AHŞAP first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
Ahşabı Tercih Etmeniz İçin 14 Gerekli Neden.

1 – Ahşabın ağırlığı az olduğundan temele binen yükte azdır.

NOSTALJI2 – Ahşap malzemeler farklı iklim koşullarına dayanabilir.

İşlem görmüş tahtalar dahi kullanılabilir. Çelik bir yapı 10 dakika da çökebilirken ahşap yapılar bize en az bir saatlik bir sürede kaçarak kurtulmaya zaman tanıyor.

Ahşap kimyasal sıvılar ile işlenerek böcek tahribatı ve çürümesi tamamen önlenebilen bir malzemedir.

3 – Ahşap montajı insan gücü ile yapılabilir.

Diğer malzemelere göre hava koşullarından etkilenmez.

Aşırı sıcaklar, soğuk, kar ve yağmur ahşap haricinde tüm yapı uygulamalarına etki eder.

4 – Ahşap çok katlıdır.

Bu özelliği bütün belgeleriyle kanıtlanmıştır .

5 – Montajdan sonra tam yükleme yapılabilir.

Bu sayede sağlamlığı denetlenebilir.

İş biten yapı ayakta ise sürekli ayakta kalmaya devam edecektir.

Diğer yapı malzemelerinde daha sonradan ortaya çıkan eksik demir konulması, kaynak hatası ve kalıbın erken alınması gibi hayati önem taşıyan kötü sonuçları taşıma riski neredeyse sıfıra yakındır.

Böylelikle mu malzemenin deprem riski daima sıfıra yakındır.

Amerika’da konutların %90’nı ahşaptır.

Büyük toplantı salonları gibi kamu kullanımındaki yerler; yangına olan direnci, dayanıklılığı ve 250 m kadar açıklığı geçme olanağı sayesinde bütün dünyada ihale ön şartı olarak kabul edilen ahşap kirişlerle örtülmektedir.

6 – 250 m22’lik ahşap bir yapının kaba montajı 5 günde bitebilir. Temelinden ise 1 ayda bitirilmesi mümkündür.

Ülkemizdeki ahşap yapılarda bu süreler elde edilmiştir.

Ahşap YapılarAhşap yapılar söküldüğünde daha az kayıp ile yeniden kurulabilir.

Ahşabın onarım ve plan değişikliği kolaydır.

Kullanıcıya ”bireysel müdahale” imkanı tanır.

7 – Ahşap çevre ile kimyasal bir dengededir.

Çevreden etkilenmez ve çevreyi de etkilemez.

Ahşap çevre ile uyumlu olması sayesinde yüzyıllar boyu varlığını sürdürebilir.

En güzel örnek olarak 600 ve 700 yaşlarında camilerimiz gösterilebilir.

8 – Ahşap enerji dostudur.

İmalinden inşaatına kadar diğer yapı malzemelerine oranla daha az enerji kullanılır.

Ahşap bir evi ısıtmak için çok az enerji harcanır.

10 cm’lik bir ahşap, 160 cm’lik bir betonun izolasyon değerlerine sahiptir.

9 – Ahşaba oranla diğer yapı malzemelerinin kontrolü çok zordur.

Betonun karışımından sulamasına, çakılın kalitesinden büyüklüğüne, demirin kalınlığından işleniş biçimine kadar bir çok faktörün bulunduğunu ve bu faktörlerin eldeki imkanlarla denetiminin imkansız olduğu artık kabul edilmiştir.

10 – Ahşap dünyadaki tek dönüşümlü yapı malzemesidir.

Ahşabın hammaddesi kullanıldıkça çoğalır.

UIPU

Dünyada ahşabı kullanan ülkelerin ormanları bilinçli ekim, doğru bakım ve ekonomik değerleri kazanması sonucu yılda %1-3 oranında büyümektedir.

Bu şekilde çoğaltma şansı olmayan çelik yapıların dönüşümünde ise ahşaba oranla 354 kat daha fazla enerji harcanmaktadır.

11 – Dünya halen betonarme yapıların nasıl daha sağlam yapılacağını tartışırken ahşabın bu yapılara göre ne kadar avantajlı olduğu artık bilinmektedir.

12 – Ahşap gerektiği yerde ve gerektiği biçimde, ülkemizde ve dünyada çelik, taş ve beton ile mükemmel bir uyum içinde kullanılabilir.

Ahşap Yapılar

13 – Bir şehir ortalama 20 yıl rant ve fonksiyon farklılaşması nedeni ile kabuk değiştirir.

Eğer bir şehir ahşap desteği ile doğru yapılanırsa deprem riskinden 20 yıl içinde tamamen kurtulunabilir.

14 – Toplumumuzdaki bu bilincin yerleşmesi için üniversitelerin gerekli dersleri, belediyelerin ise gerekli yönetmelik maddelerini koyduğunu göreceğiz.

Sürekli olarak bu işi bilenler çoğalıyor.

İnsan hayatını kurtarmak adına, enerji öncelikli, ekolojik ve sağlıklı bir gelecek için bu çalışmalar mutlaka değecektir.

The post NEDEN AHŞAP first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/neden-ahsap/feed/ 0
Dişbudak Ağacının Özellikleri ve Ayasofya Camisindeki Gizemi http://www.hazarahsap.com.tr/disbudak-agacinin-ozellikleri-ve-ayasofya-camisindeki-gizemi/ http://www.hazarahsap.com.tr/disbudak-agacinin-ozellikleri-ve-ayasofya-camisindeki-gizemi/#respond Mon, 15 Dec 2014 11:03:03 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=1183 Ayasofya’nın dayanıklığının sırrı harcında saklı… Ulusal Atina Teknik Üniversitesi adına Ayasofya’da çalışan Prof. Dr. Antonia Moropolou, Ayasofya’nın inşasında kullanılan harcın deprem sırasında ortaya çıkan enerjiyi emerek hasarı önlediğini belirterek, ”1999 depreminden önce, bu kompozisyon ve yapısal özellikteki bir anıtın 7 şiddetindeki bir depreme dayanabileceğinden emin olmuştuk” dedi. Ulusal Atina Teknik, Princeton ve Boğaziçi üniversitelerinin, Ayasofya’nın ...

The post Dişbudak Ağacının Özellikleri ve Ayasofya Camisindeki Gizemi first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
ayasofya2Ayasofya’nın dayanıklığının sırrı harcında saklı…

Ulusal Atina Teknik Üniversitesi adına Ayasofya’da çalışan Prof. Dr. Antonia Moropolou, Ayasofya’nın inşasında kullanılan harcın deprem sırasında ortaya çıkan enerjiyi emerek hasarı önlediğini belirterek, ”1999 depreminden önce, bu kompozisyon ve yapısal özellikteki bir anıtın 7 şiddetindeki bir depreme dayanabileceğinden emin olmuştuk” dedi.

Ulusal Atina Teknik, Princeton ve Boğaziçi üniversitelerinin, Ayasofya’nın yapı malzemesi ve yapının statik değerlendirmesi üzerine 16 yıldır yürüttüğü çalışmaların sonuçları ”Ayasofya’nın Konservasyonunda Yunan İşbirliği” adlı Yunanca ve İngilizce bir bilimsel yayında toplandı.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik ve Princeton Üniversitesinden Prof. Dr. Ahmet Çakmak’ın önsözünü yazdığı kitabın İstanbul Arkeoloji Müzesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen tanıtım toplantısında çalışmalarla ilgili bir sunum yapan Prof. Dr. Moropolou, AA muhabirinin sorularını da yanıtladı.

Prof. Dr. Moropolou, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Yunanistan Parlamentosunun himayesinde 4 Temmuz 2000 tarihinde Atina’da imzalanan ”Türkiye Yunanistan Kültürel İşbirliği Anlaşması” kapsamında yapılan bu çalışmalarda elde ettikleri bilgilere değindi.

15 yüzyıldır tüm depremlere direnç gösteren Ayasofya’nın ilk inşasından sonra, kubbe tuğlalarında kullanılan malzemenin Rodos’taki tarihi yapılarda kullanılanlara yüzde 97 oranında benzerlik gösterdiğine dikkati çeken Prof. Dr. Moropolou, tuğlaların aynı zamanda Anadolu’da geliştirilmiş yangına karşı dayanıklı bir malzeme içerdiğine de dikkati çekti.

”Bu ilk anıtın, Anadolu ile Bizans ve Erken Yunan yapı teknolojisinin karışımının bir ürünü olduğunu gösteriyor’ diye konuşan Prof. Dr. Moropolou, yapının tuğlalarının strese dayanıklı olduğunu, aynı zamanda alelade tuğla ağırlığının 12’de biri kadar hafif oldukları için yapıya yönelik bir stres unsuru oluşturmadıklarını söyledi.

Yapının harcının ise depreme karşı belli dozlara göre hazırlanmış özel bir kompozisyona sahip olduğunu dile getiren Prof. Dr. Moropolou, ”Ayasofya’da kullanılan harcın yarı kristalize bir yapısı var. Bu özel harç, yapının deprem anında ortaya çıkan enerjiyi hasar görmeden emmesine yol açıyor. Çalışmalarımızda bu materyallerin bir simülasyonunu da yaptık. Boğaziçi ve Princeton ile yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında bu kompozisyon ve yapısal özellikteki bir anıtın 7 şiddetindeki bir depreme dayanabileceğinden emin olmuştuk. Ve bu çalışma 1999 depreminden önceydi”şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Moropolou, incelemeler sonunda anıtın başlangıçtaki yapısal devamlılığının en az seviyede rahatsız olabilmesi için, tapınağın bakımı sırasında ilk inşa edilirken kullanılan orijinal malzeme ile uyumlu malzeme kullanılmasını öngördüklerini vurguladı.

Binanın korunması yönündeki çalışmalar sırasında ”Büyülü Kubbe”sinde meydana gelen problemleri de incelediklerini anlatan Prof. Dr. Moropolou, şunları söyledi:

”Kubbedeki su emilimi gibi aşınmaya yol açan birçok etken incelendi. Bu problemler etkin bir şekilde azaltıldı. Kubbe içindeki sıva ve dış tarafını kaplayan beton da kaldırıldı. İsviçreli mimar Fossati’nin 19. yüzyılda koruma amacıyla mozaikler üzerine yaptığı sıva korozyona uğruyordu. Sıvayla kapanmış mozaiklerin yeniden ortaya çıkması, çalışmalar sırasında kubbedeki meleğin keşfedilmesi bu doğrultuda çok büyük adım oldu.”

disbudak1781500 yıllık sır çözüldü

Dünya’dan ve Türkiye’den birçok bilim adamının araştırmalarına konu olan, her yıl milyonlarca turistin görmek için akın ettiği Ayasofya’nın bir sırrı daha gün ışığına kavuştu.

Ayasofya’nın bahçesinde yükselen “Dişbudak” ağaçlarının 1500 yıllık şaheserin ömrüne ömür kattığı ortaya çıktı. Dr. Mimar Hasan Fırat Diker, 500 yıllık el yazmalarında karşılaştığı bilgiden yola çıkarak, yaptığı araştırmada 1500 yıl önce inşa edilen Ayasofya’nın harcında dişbudak ağacı yaprakları kaynatılarak elde edilen sıvının kullanıldığını tespit etti.

Bilimsel laboratuarlarda yapılan karışımlar ve dayanıklılık testleri, dişbudak yaprağı suyuyla karılan harcın diğer karışımlardan 2.5 kat daha dayanıklı olduğunu gösterdi.

İki yıldır bu konu üzerine araştırmada bulunduğunu söyleyen Diker, çalışmasını şöyle anlattı: “Topkapı Sarayı arşiv uzmanlarından Sevgi Ağca’nın Türkçe’ye çevirdiği yazma eserlerin satır aralarında Ayasofya’nın inşası aşamasında ‘Lisan-ül Asafir’ ağacının yaprağının suda kaynatıldığı ve elde edilen sıvının kireçle karıştırılarak harç olarak kullanıldığı anlatılıyordu. Yine aynı yazmalarda bu karışımla hazırlanan harcın kuruduğunda taştan daha sert bir özelliğe sahip olduğu naklediliyor. Çalışmamıza bu bilgiler ışık tuttu.”

Dişbudak’ın yapraklarından harç yaptık

Dr. Diker Osmanlıca ve Batı dillerinde yazılmış kitap ve sözlüklerde “Lisan-ül Asafir” ifadesinin “Dişbudak” ağacı anlamına geldiğini belirledi. Diker, laboratuvar ortamında sürdürdüğü çalışmayı şöyle açıkladı: “İstanbul’da birçok yerde bulunabilen Dişbudak ağaçlarından yapraklar toplanıp kaynatıldı. Elde edilen sıvı harç karışımlarında su yerine kullanılarak dört ayrı örnek oluşturuldu. Ahşap kalıplar içinde 1 ay bekletilmesi sonucu betonlaşan bu harçlar basınç deneylerine tabi tutuldu. Dişbudak ağacının yapraklarından elde edilen sıvının karıştırıldığı harçların diğerlerinden 2.5 kat daha dayanıklı ve bağlayıcı özellikleri olduğu tespit edildi. Sadece kireç ve dişbudak yaprağının suyu kullanılarak, betondan daha sağlam ve hafif bir malzeme elde edildi.”

NİCE GİZEMİN KAPISINI AÇABİLİR

Diker, bu deneyin bir ön çalışma olduğunu belirterek, “Bu yeni bilgi bizlere Ayasofya’nın çözülmeyi bekleyen nice gizemlerinden birinin daha kapısını açabilir. Nitekim 16’ncı yüzyıldan kalma yazma eserler üzerinden hareketle yaptığım çalışma sonrasında çok olumlu sonuçlar elde etmiş olduk” dedi. Habertürk

dişbudak

 

dişbudakı

The post Dişbudak Ağacının Özellikleri ve Ayasofya Camisindeki Gizemi first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/disbudak-agacinin-ozellikleri-ve-ayasofya-camisindeki-gizemi/feed/ 0
TRABZAN VE KÜPEŞTE ÇEŞİTLERİ http://www.hazarahsap.com.tr/kupeste-trabzan-profil/ http://www.hazarahsap.com.tr/kupeste-trabzan-profil/#respond Thu, 11 Dec 2014 11:51:40 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=949 Küpeşte Nedir?:Balkonlara, merdivenlere, havuz kenarlarına ve inşaatların birçok bölümüne emniyeti  ve hoş bir görünümü sağlamak için yapılan dekorasyona küpeşte denir. Küpeşte plastik, alüminyum, demir ve ahşap profiller kullanılarak oluşturulur. Merdiven boşluğu tarafına, düşmemek/emniyet için merdiven malzemesiyle de uyumlu olarak ahşap, metal çubuk, arme cam, mermer vb. gereçlerle korkuluk yapılır.Korkuluğun üzerine, elle tutularak rahat bir iniş/çıkış ...

The post TRABZAN VE KÜPEŞTE ÇEŞİTLERİ first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
handrails-bottom-plates-14-489059 handrails-bottom-plates-14-611497 handrails-bottom-plates-14-649711Küpeşte Nedir?:Balkonlara, merdivenlere, havuz kenarlarına ve inşaatların birçok bölümüne emniyeti  ve hoş bir görünümü sağlamak için yapılan dekorasyona küpeşte denir. Küpeşte plastik, alüminyum, demir ve ahşap profiller kullanılarak oluşturulur.

201küpeşte186Merdiven boşluğu tarafına, düşmemek/emniyet için merdiven malzemesiyle de uyumlu olarak ahşap, metal çubuk, arme cam, mermer vb. gereçlerle korkuluk yapılır.Korkuluğun üzerine, elle tutularak rahat bir iniş/çıkış için, yüksekliği basamak ucundan 90 cm kadar olacak şekildeküpeşte oturtulur.

1326280küpeşte3345a88-kupesteKüpeşte nedir?

Merdiven ve balkonlarda düşmeyi önlemek ve güvenlik sağlamak için kenar kısımda inşa edilen dekoratif bariyerlerdir.Balkonlara, merpenlere, havuz kenarlarına ve inşaatların birçok bölümüne emniyeti ve hoş bir görünümü sağlamak için yapılan dekorasyona küpeşte deniyor.

catsküpeşteAyrıca, gemilerde güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzlerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siperler, borda kaplamalarının en üstü, güverteden yukarı kalan bölümler, korkuluk, parapet de küpeşteye örnek olarak karşımıza çıkıyor..

ahcküpeşteec59fteAhşap çeşitleri ahşap merdiven, ahşap küpeşte seçimlerinde kendi içlerinde Yumuşak Ahşap sınıfları, Orta Sertlikte Ağaçlar, Sert Ahşap çeşitleri ve Dekoratif görünümlü olarak sınıflandırılır.

catsküpeşte33Merdivende Ahşap seçimi

Merdivende agaç seçiminde genelde evin genel konseptine uygun olarak düşünülür. Burda birlikte düşünülmesi gerekenler

Zemin parkesinin ağaç sınıfına

Kapılar Ahşap’sa kaplamanın yada ağacın çeşidine uygun yada aynısının yapılması genelde tavsiye ederiz. Ancak istenilrse kontras olarakta zıt renklerde’de yapılabilr.

Merdivende ahşap seçiminde genelde evin genel konseptine uygun olarak ahşap korkuluk, ahşap merdiven, ahşap merdiven modelleri düşünülür.

DSCküpeşteN1520

trabzanprofil

KÜPEŞTE CAM MODELİ

The post TRABZAN VE KÜPEŞTE ÇEŞİTLERİ first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/kupeste-trabzan-profil/feed/ 0
KÜNDEKARİ USTALARI http://www.hazarahsap.com.tr/kundekari-ustalari/ http://www.hazarahsap.com.tr/kundekari-ustalari/#respond Sat, 15 Nov 2014 12:58:15 +0000 http://www.hazarahsap.com.tr/?p=249 Dış mekan Meşe, sapelli ,sipo (maun), ireko, tik,  gibi sert hava şartlarına dayanıklı ağaçlar kullanılır. MASİF KAPI UYGULAMASI MASİF MERDİVEN UYGULAMASI

The post KÜNDEKARİ USTALARI first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
KÜNDEKÂR Künde sanaatını yapan kişiye verilen ad. KÜNDE Anadolu’da Selçuklu döneminde gelişmiş, kendine özgü bir şekil almıştır. Selçuklu, dönemi ağaç eserleri daha çok mihrap, cami kapısı, dolap kapakları gibi mimari elamanlar olup gerçekten çok üstün işçilik göstermektedir. Osmanlı dönemi ahşap işçiliğinde sadelik hakim olmuş, çeşitli teknikler daha çok cami kapısı, minber, vaaz kürsüsü, dolap kapakları, pencere kapakları ve bunlara benzer bir çok mimari ögelerde uygulanmıştır. Kündenin hazırlanış teknikleri: Yıldız (Gökyüzü yıldızları ve sonsuzluğu ifade eder), sekizgen, ongen, baklava, klasik parke ve birçok geometri desenleriyle uygulanmıştır. Hazırlanan suyu düzgün küçük ağaç parçalarının, önceleri bu iş için ağızları kordon bıçağı şekli verilmiş rendelerle (el pılanyası) ile kordon profilleri çekilmiş ağaçların, ince ve hassas bir şekilde işlenerek geçme (zıvana) tekniği ile geometrik bir bezeme oluşturacak şekilde bir çok parçanın ana kirişlere bağlanması sonucu bir araya getirilmektedir. Aralarına farklı tür ve renklerde küçük ahşap tablalar konarak bazı örneklerde oyma işçiliği, sedef, baga, fildişi kakma (ğömme) işçiliği uygulanıp, çivi ve tutkal kullanılmadan seren ve kayıtların zıvanalara geçirilip sıkıştırılmasıyla toplanır. Künde’nin en önemli özelliği değişen mevsim şartlarında ısı ve nem oranının değişmesinden etkilenerek ağacın çalışmamasını sağlamak. KULLANILAN MALZEMELER İç mekan Ceviz, şimşir, armut, kiraz, sapelli (maun) gibi ağaçlar kullanılıp, bezemelerde abanoz, tik, yılan ağacı, wenge, peleseng, sapelli (maun), altın varak, bağa (kaplumbağa dış kabuğu, deniz kaplumbağası), gümüş, fildişi, sedef, yakut ve zümrüt gibi degerli malzemeler kullanılır. Dış mekan

KÜNDEKÂR
Künde sanaatını yapan kişiye verilen ad.
KÜNDE
Anadolu’da Selçuklu döneminde gelişmiş, kendine özgü bir şekil almıştır. Selçuklu, dönemi ağaç eserleri daha çok mihrap, cami kapısı, dolap kapakları gibi mimari elamanlar olup gerçekten çok üstün işçilik göstermektedir.
Osmanlı dönemi ahşap işçiliğinde sadelik hakim olmuş, çeşitli teknikler daha çok cami kapısı, minber, vaaz kürsüsü, dolap kapakları, pencere kapakları ve bunlara benzer bir çok mimari ögelerde uygulanmıştır.
Kündenin hazırlanış teknikleri: Yıldız (Gökyüzü yıldızları ve sonsuzluğu ifade eder), sekizgen, ongen, baklava, klasik parke ve birçok geometri desenleriyle uygulanmıştır.
Hazırlanan suyu düzgün küçük ağaç parçalarının, önceleri bu iş için ağızları kordon bıçağı şekli verilmiş rendelerle (el pılanyası) ile kordon profilleri çekilmiş ağaçların, ince ve hassas bir şekilde işlenerek geçme (zıvana) tekniği ile geometrik bir bezeme oluşturacak şekilde bir çok parçanın ana kirişlere bağlanması sonucu bir araya getirilmektedir.
Aralarına farklı tür ve renklerde küçük ahşap tablalar konarak bazı örneklerde oyma işçiliği, sedef, baga, fildişi kakma (ğömme) işçiliği uygulanıp, çivi ve tutkal kullanılmadan seren ve kayıtların zıvanalara geçirilip sıkıştırılmasıyla toplanır.
Künde’nin en önemli özelliği değişen mevsim şartlarında ısı ve nem oranının değişmesinden etkilenerek ağacın çalışmamasını sağlamak.
KULLANILAN MALZEMELER
İç mekan
Ceviz, şimşir, armut, kiraz, sapelli (maun) gibi ağaçlar kullanılıp, bezemelerde abanoz, tik, yılan ağacı, wenge, peleseng, sapelli (maun), altın varak, bağa (kaplumbağa dış kabuğu, deniz kaplumbağası), gümüş, fildişi, sedef, yakut ve zümrüt gibi degerli malzemeler kullanılır.

kündekariyenicatsJKGJG

catsküdeke

Dış mekan

Meşe, sapelli ,sipo (maun), ireko, tik,  gibi sert hava şartlarına dayanıklı ağaçlar kullanılır.

terzioglu Kündekari MİNBER nosss

20141220_164033

catsKÜDEKE

cats

MASİF KAPI
MASİF KAPI UYGULAMASI
MASİF MERDİVEN UYGULAMASI
The post KÜNDEKARİ USTALARI first appeared on HAZAR AHŞAP İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ..]]>
http://www.hazarahsap.com.tr/kundekari-ustalari/feed/ 0